18 Mart 1915 günü Türk askeri, dünyanın en büyük donanması olarak tabir edilen Büyük Armada’yı azmi, cesareti ve yüksek iradesi ile boğazın derin sularına gömdü. İtilaf güçleri, Büyük Armadası’nın mağlubiyetini büyük bir şaşkınlık ve üzüntüyle izlediler. Boğazı kolay bir şekilde geçip İstanbul’u alacaklarını düşünen düşman büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Bu hayal kırıklığını gidermek için donanma destekli kara çıkarmasına başvurdu. Kara çıkarmaları 25 Nisan 1915 tarihinde hem Anadolu hem de Gelibolu Yarımadası üzerinde başladı. Gelibolu’daki çıkarmalar Seddülbahir bölgesinde; Morto, Ertuğrul, Tekke, İkiz, Pınariçi koylarına; kuzeyde ise Kabatepe ve Arıburnu sahillerine yapıldı.
25 Nisan tarihinden önce yapılan hazırlıklar göz önünde bulundurulduğunda 5. Ordu Komutanlığı’nın Çanakkale Boğazı’ndaki kıyı savunmasının planlarını yaparken kuzey tarafında Saros Körfezi, güney tarafında ise Anadolu yakasını birinci dereceden önemli tuttuğu görülmekteydi. 5. Ordu Komutanı Maraşel Limon Von Sandres, Kumkale- Beşige hattı boyunca düşman tarafından büyük bir amfibik harekatın gerçekleştirileceğini düşünmekteydi. Bu yüzden de Anadolu yakasına 3. ve 11. Tümenlerin de bünyesinde bulunduğu Weber Paşa komutasındaki 15. Kolordu’yu konuşlandırmıştı. 15. Kolordu, Kumkale ve Beşige olmak üzere önemli iki kıyı kesiminde oldukça hassas ve dikkatliydi. Kolordunun emri doğrultusunda tümenler bölgeye yerleştirilerek gece- gündüz savunma hazırlıklarını yapmışlardı. Kolorduda birliklerin her bir kademesi tamamlanmıştı. Bunun yanında cephane ve yiyecek sıkıntıları da yoktu. Çanakkale ile 15. Kolordu arasındaki lojistik aksatılmadan gerçekleştiriliyordu.
Anadolu Yakası’nda Seddülbahir Bölgesi’nin tam karşısında yer alan iki Türk köyü bulunmaktaydı. Bu köylerin civarında seyyar topların olması, Seddülbahir’e yapılacak olan çıkarmayı tehdit etmekteydi. Bu tehlikeli sahil kısmını geçici olarak almak amacıyla Doğu Akdeniz Kuvvetleri Başkomutanı General lan Hamilton’un planı doğrultusunda Kumkale’ye bir kuvvet çıkarılması istendi ve bu kuvvetler de Fransız müfrezesi oldu.
General lan Hamilton, Anadolu Yakasına çıkış esnasında Türk tarafından fazla bir karşılık bulamayacakları düşüncesiyle General d’Amade’ye bir piyade alayı ve bir sahra bataryasının yeterli olacağını söylemiştir. General d’Amade, bu emirler doğrultusunda Fransız müfrezesine sömürge tugay komutanı Albay Ruef’i atamıştır. Çıkarma için Albay Ruef’in emrine verilen kıtalar, Yarbay Nogues’in komutasında bulunan 6. mürettep sömürge alayı (Bir taburu sömürge, ikisi de Senegal askerleri) ile 7.5 santimetrelik bir batarya, bir istihkam bölüğü, bir sahra teskereci takımı ve birkaç muharebeciden meydana gelmişti.
Düşman, Arıburnu ve Seddülbahir bölgelerinde asıl çıkartmayı gerçekleştirirken Kumkale- Beşige sahillerine çıkacak olan Fransız kuvvetleri Anadolu yakasından gelmesi muhtemel Türk kuvvetlerinin tehlikesini engelleyerek, Gelibolu’ya kaydırılmaması için Kumkale’ye taktiksel bir “oyalama” çıkarması yapmaktı. Bu oyalama çıkarması öncesi 21 Nisan’da Fransız kurmay subayları tarafından yapılan bir sahil keşfiyle Kumkale’nin kuzeyinde bulunan ağaç iskelenin kullanılmayacak derecede olduğu anlaşıldı. Ayrıca İntepe topçularının açacağı topçu ateşine karşı açık bir yer olduğundan dolayı, müfrezenin bu iskeleyi değil hemen kalenin altında bulunan küçük bir sahilden çıkarılması gerektiği kararına varıldı.
Bu çıkarma hareketi için Kontramiral Guepratte’nin komutasında olup komutan gemisi olan Jaureguiberry ve IV. Henri muharebe gemileri ile Jeanne d’ Arc ve Latouche- Treville kruvazörlerinden meydana gelen bir Fransız filosu ile Prince George İngiliz muharebe gemisi ve Ascold ismindeki küçük Rus kruvazör ile takviye edilmiş hafif gemilerden ibaret bir filotilladan meydana gelmişti. Filonun görevi Anadolu yakasına yapılacak olan çıkarmaya katkı sağlamanın yanı sıra V Sahili ( Ertuğrul Koyu) ile Morto Limanı arasında gerçekleşecek olan çıkarma harekatını engellemeye çalışacak olan Anadolu Yakasındaki Türk topçularıyla mücadele etmekti.
İngilizlerin, Kumkale’ye yapacak oldukları çıkarmada Türk tarafının kendilerine herhangi bir karşılık vermeyeceğini düşünüyorlardı. Buna sebep olarak da Kumkale bölgesinin düzlük olması ve gemilerinin topçu ateşine iyi bir olanak sağlamasını gösteriyorlardı. Bu düşüncelerinde pek de yanıldıkları söylenemezdi. Çünkü Türkler, Kumkale civarını savunmaya yönelik hazırlıklarda bulunsalar da sahili savunma adına bir şey yapmamışlardı. Sahile tel örgü bile çekmemişlerdi.
Kumkale’ de 25 Nisan’da yapılacak olan oyalama muharebesine ayrılmış kıtaları taşıyan Fransız nakliye gemileri, Skyros’ tan ( Çuha Adası) Mondros’un dış limanına getirilerek bütün kuvvet dört gemiye toplanmak üzere, burada gerekli aktarmalar yapıldı. Mondros’ta iken, çıkış için talimler yapmaya, Senegal askerlerine filikaya girip çıkmak gibi birtakım pek gerekli tatbikat yaptırmaya fırsat bulundu. Arkasında nakliye gemileri olduğu halde, 24 Nisan saat: 10 Mondros’tan kalkan Fransız filosu, saat: 4.30 evvel sularında boğaz ağzına geldi. Gemilerin top atışları saat 05.15’te başladı. Filodaki Jaureguiberry ve IV. Henri adlı muharebe gemileri toplarını Kumkale ile Orhaniye arasındaki bölgeye çevirdi. Jeanne d’ Are ve Ascold kruvazörleri de ateşlerini Orhaniye sırtları ve Yenişehir tarafına yöneltmeye başladı. Filoda yer alan diğer gemiler de bombardımanın yoğunlaşmasına katkıda bulunuyorlardı. Yoğun bombardıman ile araziyi adeta tarıyorlardı. Bombardıman sırasında İngilizlerin Prince George adlı gemisi de boğazın Anadolu kesimindeki bataryaları baskı altına almaya çalışıyor ve İntepe bölgesi üzerinde ateşini yoğunlaştırıyordu.
21 Nisan’da Fransızlar tarafından yapılan sahil keşfine rağmen boğazdaki kuvvetli akıntı iyi hesaplanamamıştı. Kıyıya yaklaşan filikalar akıntıya kapılıyorlardı. Filikalar ve onları çekmekte görevli olan römorkörler de akıntıyla baş edemedikleri için dağılmalar söz konusu oldu. Bu yüzden de çıkarmaya 06.20’de başlamalarına rağmen tam anlamıyla saat 10.00’dan sonra karaya ayak basabildiler. 10.00’dan sonra çıkarmanın hızında artış oldu. Bu uzun gecikme esnasında ise gemiler köyleri, düz araziyi saatlerce bombalama şansı buldular. Senegalliler kıyıya çıktıklarında bombardıman çok kötü bir şekilde etkilenen bir Kumkale vardı karşılarında.
Kumkale’de 31. Alay’ın 6. Bölük’ü görevliydi. Karaya ilk çıkarılan Senegalliler orada görevli olan 6. Bölük’ün askerleri tarafından tarafından mermi yağmuruna tutuldu. Sömürgeler ilk anda telef olan askerler oldu. Çıkarmadan sonra 6. Alay’ın Yüzbaşı Brison komutasındaki 10. Bölük’ü, hemen Kumkale’yi ele geçirdi. 11. Bölük’ün de biraz sonra karaya çıkmasıyla bütün köy zapt edildi. Daha sonra Yenişehir’de şiddetli bir muharebe yaşandı. Bu muharebede Türkler geri çekilmek zorunda kaldı. Gün boyunca daha başka çıkarma hareketleri de oldu. Bu çıkarma hareketleri sonucunda akşam sıralarda yaklaşık 3000’e yakın Fransız askeri Anadolu topraklarına ayak basıyordu.
6. Bölük’ün askerleri, ilk çıkan Fransız birliklerine karşı mertçe savaştılar ve ileride bulunan birlikleriyle köy mezarlığına çekildiler. Burada takviye için gelen 31. Alay’ın 3. Tabur’u zamanında yetişti ve 6.Bölük’le beraber Fransızlara karşı çetin bir mücadele içine girişerek düşman birliğinin ilerlemesine izin vermedi. Daha sonra gelen emirle 3. Tümen’in 39. Alay’ına mensup askerlerine gece Fransızlara taarruz yapılması söylendi. Bu emre uyan birlik saat 18.00’de Kumkale’de bulunan Fransızlara taarruza geçti. Köye giren Türk birlikleri, Fransızlarla boğaz boğaza savaşmaya başladılar. Geriden gelen Türk birliklerinin yanlış hareket etmeleri sonucunda kimin nereye ateş kime ateş ettiği belli olmadı. Bir kargaşa oluştu ve taarruz durduruldu. Geriden gelen takviye ile pekiştirilip 26 Nisan sabaha karşı 3’te tekrarlanan ikinci bir taarruz da başarısızlıkla sonuçlandı. Bu olumsuzlukları sindiremeyen 39. Alay Komutanı Yarbay Nurettin, askerlerinin moral gücünü en üst seviyede tutarak bir kez daha taarruz etti. Köye girildi; fakat her yer alacakaranlık olduğu için sokaklar birbirine karıştı ve bu taarruz öncekilerden daha kanlı bir duruma sahne oldu.
Günün ağarması ile birlikte donanma, gece gerçekleştiremediği, Türklerin üzerine püskürtemediği ateşini var gücüyle yağdırdı. Canı pahasına savaşan, büyük bir direnme örneği gösteren Türk askeri karşısında Fransızlar 07.00 sularında pes etti ve teslim bayraklarını salladı.
Bir Fransız subayı Menderes Köprüsü’nün yanına geldi ve teslim olmak için kendine denk bir Türk subayı ile görüşmek istediğini söyledi. Ayrı dillerde görüşülen bu teslim olma işi sonuçsuz kaldı. Tekrar her iki taraf da mevzi aldı ve muharebe yeniden başladı. Fransızlar Türk birliklerinin taarruz etmesine engel olmak için kendi birliklerini bile öldürmekten çekinmeyip donanma ateşini başlattılar. Artık bu şartlar altında taarruz etmek imkansızdı. Bu yüzden karşı taarruz yapmaktan vazgeçildi. Üç kez tekrarlanan Kumkale taarruzlarında çok fazla subay ve er yitirildi.
25 Nisan akşamında her şey anlaşıldı. İngilizlerin asıl birlikleriyle Gelibolu Yarımadası’nın güneyine çıkarma yaptıkları belli oldu. Bunun üzerine 5. Ordu Komutanı Limon Von Sandres, 15. Kolordu’dan, yarımadanın güneyini savunmak için yardım etmesini emretti. 15. Kolordu Komutanı Weber Paşa ise Kumkale’deki gelişmelerden henüz haberdar olmadığı için sadece 64. Alayı yardım için gönderebildi.
Çıkarma yapılmış ve Fransızlar kıyıda tutunmuşlardı fakat Türk kuvvetlerinin geriden gelen takviye birlikleri tarafından bu çıkarma durdurulmuştu. Yeniköy civarında tutunmak isteyen Fransız Tugayı olduğu yerden herhangi bir ilerleme gösterememişti. Kumkale dışındaki diğer yerlerde de durum iyi değildi. Gelibolu Yarımadası’na yapılan asıl çıkarmada 29. Tümen’in durumu kötüydü. Kumkale’ye çıkarma yapan Fransız tugayı kıyıda belli bir yeri tutmayı başarsa da geriden gelen Türk birliklerinin hücumlarıyla kana sulanmıştı. Karaya çıkıldıktan sonra daha fazla ilerlemek isteyen Fransızlar oldukları yerde kalmışlardı. Bu yüzden ağır kayba uğramış ve ilerleme imkanı bulamamışlardı.
Genel durum itibariyle 1. Fransız Tümeni’nin hemen Seddülbahir Bölgesi’ne yerleşip, yeni birliklerle kuvvetlendirilip boğazı geçmek gerekiyordu. Bu amaç doğrultusunda General lan Hamilton’un 26 Nisan sabahında verdiği emri:
1. Tümen’in Seddülbahir’e çıkacak biçimde hazırlanması ve Kumkale’deki kuvvetlerini 26-27 Nisan gecesi geriye alaması istediği şeklindeydi. Çekilmeyi gece karanlığında sessizlik içinde gerçekleştirdiler. Filonun bütün filikaları ve onlara yardım eden diğer taşıtlar grup halinde boşalttılar. Bütün bu işlemlerin hepsi hızlı bir biçimde yapıldı. Gün ağardığında ise tüm müfreze gemilere alınmış bir haldeydi.
Kumkale’de Türklerin iki gün süren muharebedeki kaybı 300’e yakını şehit, 50’si kayıp, 1000’i yaralı ve 380’i esir olmak üzere 1730 kişiydi. Fransızların ise tüm kayıpları 778 kişiden ibaretti.
Kumkale Çıkarması, sınırlı bir kuvvetle yapılan bir oyalama çıkarmasıdır. Burada yaşanan iki günlük muharebede Fransızlar, Türk birliklerini Anadolu Yakası’nda tutmayı başarmışlar ve Yarımada’da bulunan birliklerimize yardım etmelerini engellemişlerdir. Fransızlar burada çıkarma yaparak 3. Ve 11. Tümenleri, yerinde tutmuştur.
KAYNAKÇA
- Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi Çanakkale Cephesi, c.V, II. Kitap, General Kurmay Basımevi, Ankara
- General C. F. Aspinall Oglander, Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askeri Harekatı, İstanbul 2005
- Mütercimler Erol, Gelibolu 1915, İstanbul 2005
- Sayılır Burhan, Çanakkale Savaşı’nın Şehit Subayları Tarihe Sığmayanlar, Ankara 2008
Leave a Comment
You must be logged in to post a comment.