Çimenlik Kalesi (Kale-i Sultaniye)
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra, İstanbul’un güvenliğini sağlamak amacıyla 1461-62 yılları arasında Çanakkale Boğazı’nın en dar yerine karşılıklı olarak iki kale inşa ettirmiştir.
Bu kalelerden Anadolu yakasındaki Çimenlik Kalesi olarak adlandırılır. Çimenlik Kalesi 1000 kişiyle 93 gün gibi kısa bir sürede yapılmıştır. Batı kaynaklarında bu kaleden Anadolu veya Asya Hisarı olarak söz edilmektedir. Kalenin iki tarafı denize, bir tarafı da karaya bakmaktadır. Dördüncü cephesini Sarıçay olarak isimlendirilen akarsu sınırlamaktadır.
Kale asırlar boyunca tadilat görmüştür. Kalenin dış çevre duvarlarından batıya bakan kısımları 19.yy.da yıkılmış, bunların yerine toprak tepecikler halinde istihkamlar yapılmıştır.
Kale iki kısımdan meydana gelmektedir. Birinci kısım dış kale duvarları, ikinci kısım ise avlu ortasındaki iç kaledir.
Birinci kısım dış kale duvarları
Dış surlar 110×160 metre ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, duvarların kalınlığı 5-7 metre arasında değişmektedir. Bu duvarların üzerinde çepeçevre devam eden bir duvar yolu vardır. Duvar yolunun dış kenarında 2 metre kalınlığında ve üzerinde sırayla bir açık ve bir kapalı mazgal bulunan atika duvarları yapılmıştır. Bu atika duvarının vazifesi duvar yolu üzerindeki müdafileri (nöbetçileri) düşman ateşinden korumaktır. Atika duvarındaki açık mazgallardan bir kesit olarak incelenirse, düşmanı görüş ve düşman ateşinden gizlenişin mükemmel bir şekilde sağlanmış olduğu görülecektir. Mazgal planında ortadan yanlara ve kesitinde ortadan aşağıya doğru bir açılma vardır. Bugün radyo evlerinde stüdyoları kontrol eden spiker odalarının kontrol pencere planları da aynı şekilde yapılır. Demek ki atalarımız görüş fonksiyonunu 5 asır önce yapmışlardı.
Bunların yanında atika duvarlarında mazgallarda, düşman güllelerinden zarar görmeyecek formülü buldular; keskin sivri köşeleri kaldırdılar, dışını güllelerin kayması için yuvarlak yaptılar.
Bir de dış kale duvarı üzerindeki kulelerden bahsedelim. Bu kulelerin görevi cephe atışı için ölü nokta sayılan, dış kale duvarının ortasındaki kule çap ve yükseklik bakımından hepsinden büyüktür. Çapı 15.5 metredir. Yüksekliği ise zeminden 14 metre yüksekliğindedir. Zeminde dışarıya ve avluya açılan kapıları vardır. Kuleye güneyden bitişik olarak bir cami inşa edilmiştir. İç ölçüleri 5×12 metredir. Daha sonraları avluda bir cami daha yapılmıştır.

İkinci kısım iç kale
42×48 metrelik bir alanda 25 metre yüksekliğindedir. Dış duvarlarının kalınlığı 7 metreden fazladır. Kuzey cephesindeki açık merdivenle çıkılan bir kapıdan içeri girilir. İç kale zemin kat, birinci kat, ikinci kat ve teras kat olarak dört kattan meydana gelir. Birinci katın tabanı taş döşeme, ikinci ve üçüncü katlar ahşap olarak yapılmıştır. İkinci ve üçüncü katlarda yaşam yeri olarak kullanılan bölümler vardır.
Kale bir bütün olarak giriş, iç kale, Fatih Cami, baruthane, Abdülaziz Cami, cephanelik gibi belli başlı bölümlerden oluşmaktadır. Kale içindeki tabyalar Çanakkale deniz savaşlarında topçu birliklerimiz tarafından kullanılmıştır. Günümüzde ise bu kale müze olarak kullanılmaktadır.
Kilitbahir Kalesi
Osmanlı kale mimarisinin en görkemli eserlerinden olan Kilitbahir Kalesi tam bir strateji ve ileri görüşlülük harikasıdır. 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır Kilitbahir; kelime anlamıyla denizin kilidi demektir. Karşısındaki Kale-i Sultaniye ile arasındaki uzaklık 1200-1250 metreyi bulmaktadır.
Kilitbahir Kalesi yaptırıldıktan daha sonraları genişletilmiş ve buraya kulelerle tabyalar eklenmiştir. Ayrıca, Kanuni Sultan Süleyman da 1551 yılında buraya giriş kapısı yani bir sur daha eklemiştir. Kilitbahir Kalesi’nin çevresi bir taraftan deniz diğer taraftan da geniş ve derin hendeklerle korunmaktadır. Bu hendekler ve dış kale duvarlarının tabanı taş kaplı, dik meyilli ve kayıcı yapısı ile taarruzda düşmanın kolaylıkla kale duvarlarına dayanmaması için alınmış tedbirlerdendir.
Yonca yaprağı görünümündeki dış kale duvarlarında yine Çimenlik Kalesi’nde olduğu gibi mazgallar ve atika duvarları bulunur. Ancak duvar kalınlıkları Çanakkale’deki diğer kalelerle ölçülmeyecek kadar zayıf tutulmuştur. Buna karşılık iç kale çok daha kuvvetli, korunaklı bir yapıya sahiptir. İç kale yedi katlı olup, her katta değişik sayıda ve ölçüde hücreler bulunmaktadır. Duvarları oldukça düzgün moloz taşlardan yapılmış ve kalenin her yüzüne de pencere ve mazgallar açılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan giriş kapısı oldukça iri kesme taşlardan yapılmış olup, üç kattan meydana gelmektedir. Üzeri kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı üzerinde de bir yazıt konmuştur. Ayrıca bu girişin kuzeyine 1893-94 yıllarında kesme taştan mazgalsız bir de koruma duvarı eklenmiştir. Bu duvarların arasında da yer yer tuğla ve mermer parçalarına rastlanmaktadır.
Bugün surları hala sağlam olan kale Çanakkale Savaşları’nda ordumuz tarafından kullanılmıştır. Seddülbahir Kalesi kadar yıpranmamasının sebebi savaş alanının dışında kalması ile alakalıdır. Evliya Çelebi’ye göre bu kalenin içinde 40, dışında ise 62 adet top bulunmaktadır. Kalenin iç kısmı halka açık müze olarak kullanılmaktadır.

KAYNAKÇA
- UTKULAR İ. Çanakkale Boğazında Fatih Kaleleri
Leave a Comment
You must be logged in to post a comment.