Osmanlı Devleti’nin Atar Damarı Çanakkale Cephesi Neden Açıldı?
Resmi kaynaklarda düşman kuvvetlerin, jeopolitik önem taşıyan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını elde etmek, yeni cepheler açılması için balkan kuvvetlerini yanlarında savaşa çekmek, savaş süresini azalmak, Rusya”ya yardım ulaştırma emelleri üzerine Çanakkale Cephesi açıldığı belgelenmektedir. Çanakkale Savaşı; hava harekâtı, kara ve deniz savaşıyla bütün bir savaştır.
Çanakkale Savaşı Nasıl Sonuçlandı?
Düşman birlikler gerek teknolojik koşullar gerekse asker sayısı bakımından, Türk Kuvvetlerinden üstündü. Ancak Türk askerinin kahramanlığı, topçu atışlarının isabetli olması, Nusrat mayın gemisi, Muavenet-i Milliye gibi gemiler ve denizci eratımızın başarılı çalışmaları, düşman birliklerinin hem karada hem denizde mağlup olmasını sağladı.
Tüm olumsuzluklara rağmen başarıyı elde ettiren unsurlar nelerdi?
Savaşın kazanılmasında komuta kademesinin yanı sıra, askerlerin cesareti, canını değil vatanını düşünerek hareket etmesi ve lojistik etkeni savaşın sonucunu etkileyen unsurlardır. Lojistik etkenler; ulaşım, haberleşme, besin maddesi, sağlık, giysi ve veterinerlik hizmetlerinden oluşmaktaydı.
Çanakkale Cephesinden 5.ordu sorumlu idi. Ayrıca Çanakkale Cephesinde Çanakkale Müstahkem Mevki komutanlığı seferberliğini tamamlayarak görev almıştı. 5. Orduya İstanbul’daki 1.ordu sürekli takviye etmişti. Trakya’da bulunan 2. Ordunun tamamına yakını Çanakkale’ye gelmişti. Asker sayısında sıkıntı olmamasına karşın ikmal zorlukları nedeniyle erler tam olarak beslenemiyordu. Cephanenin yeteri kadar üretilememesi ve cepheye ulaştırılmasında yaşanan zorluklardan dolayı, cephane ikmali savaş sonuna kadar sorun teşkil etmişti. Kara savaşları başladığında cepheye gönderilecek malzemelerin ulaştırılmasında büyük zorluklar yaşanıyordu.
Çanakkale Bölgesinde başlıca ulaştırma yolu deniz yoluydu. Çanakkale bölgesinin Anadolu ile bağlantısını İstanbul, İzmir, Bandırma illerine ulaşan demir yolu sağlamaktaydı. Osmanlı kuvvetini her bakımdan ikmalini sağlayacak nakliyat için Gelibolu Yarımadasında üç ulaşım hattı bulunmaktaydı.
- İstanbul –Çanakkale deniz yolu
- Uzunköprü’ye kadar tren, buradan Keşan yolu üzerinden Bolayır ve Gelibolu’ya giden kara yolu.
- 5. Ordu ulaşım yolunu, hem Anadolu yakasında hem de Rumeli yakasında tesis edilen yol oluşturmaktaydı.
En yakın tren istasyonu Uzunköprü’de bulunmaktaydı. Orduya ait nakliye kamyonu bulunmadığından ulaştırma işlerinde mekkâre birlikleri, deve kolları ve öküz arabaları çok az malzeme taşıyabiliyordu. 5. Ordunun silah, cephane ikmali ve levazım, yelkenli gemiler ve mavnalarla gerçekleştiriliyordu. 5. tümenin lojistik teşkilleri, Şarköy ve Yeniköy bölgesinde,3. Kolorduyla Ece Limanı – Kuruçeşme bölgesinde gözetleme yapan 7. Tümenin lojistik teşkilleri, Kavaklı, Galata, Burgaz ve Gelibolu’da; Seddülbahir ve Ece limanı arasında 9. Tümene ait gözetleme birlikleri ve Bigalı bölgesinde de 19. tümenin lojistik birlikleri bulunmaktaydı.
Çanakkale bölgesinde birliklerin lojistik gereksinimi savaşın başlarında 150 tondu. İlerleyen zamanlarda bu miktar değişim göstermektedir. O tarihte ordunun lojistik desteği endüstri merkezi olan İstanbul’dan sağlanmaktaydı. 27 Mart 1915 yılında ordu ihtiyatlarını karşılayabilmek amacıyla 5. Ordu menzil müfettişliği kurularak, faaliyete geçirilmişti. En önemli lojistik etkenler yiyecek ve hayvan yemi, çizme, ayakkabı, ısınma için odun ve kömür, inşaat araç ve gereçleri, cephane olmasına karşın bu etkenlerin temini en önemli lojistik etken olan haberleşme ile mümkündü.
Tüm olumsuzluklara rağmen kazanılan savaşta haberleşme nasıl sağlanıyordu?
Haberleşme Birinci Dünya Savaşı yıllarında üç yol ile sağlanıyordu.
- Şimendifer(demiryolu) Şirketi Telgraf Memurluğu
- Askeri Posta ve Telgraf Kumandanlığı
- Posta ve Telgraf Nezaretine Bağlı Posta ve Telgraf Müdürlüğü
Demiryolu şirketi Telgraf memurlarının görevi, trenlerin hareket saatlerini bildirmek iken, genellikle Rum ve Ermeni olan bu telgrafçılar casusluk faaliyetlerinde de yer almaktaydılar.
Savaş yıllarında Osmanlı ordusunda bulunan haberleşmeden sorumlu görevli sayısı:
1914 | 1915 | 1916 | |
Telgrafçı | 75 | 76 | 75 |
Telgrafçı yamağı | 35 | 3 | 4 |
Posta ve Ulaştırma memuru | 275 | 411 | 590 |
Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığında (9.tümen ve Jandarma Birliği dâhil) bir telgraf takımı ve asma hat takımı ve Müstahkem Mevki Komutanlığına ait telefon (muhabere) bölüğü bulunmaktaydı.
Menzil müfettişliği sahra jandarma ve muhafız takımı, menzil karargâhı, sahra posta bölüğü ve bir telgraf müfrezesinden oluşmaktaydı. Telgraf müfrezesi ve sahra posta bölüğü Akbaş Karargâh Şubesi”nde yer alıyordu. (Hasan Mevsuf Bataryasında telefoncu er Mustafa görev yapmıştır.)
Günün olanaklarına göre orduda kadro saptaması yapıldı. Tümen ve alaylar dâhil kolorduda bulunması gereken telefon sayısı 62, kablosunun 124. 000 metre olması düşünüldü. Ordu Donatım Fabrikalarında, posta telgraf nezareti fabrikalarında, özel teşebbüsler ve Milli Eğitim Bakanlığı”nda yedek parçalarıyla telefon santralleri, telgraf makineleri,1,5 mm boyunda yedek kablo, porselen, izolatör ve pil gibi muhabere malzemesi yapılıyordu. Kadrolar dâhilinde birliklerin ihtiyacı sağlanıyordu.
Orduya 17 adet santral, 277 adet telefon, 4980 adet telgraf direği, 4000 adet fincan, 6 adet merdiven, 139 km sahra kablosu, 2000 metre ara kablo, 125 adet kuru pil, 6 adet numaratör, 3986 kg galvenizli pil, 700 adet tecrit maddesi, 137 adet katranlı şerit, 20 adet kurbacık, 60 adet çeşitli büyüklükte burgu, 20 adet kürek, 20 adet kazma, 175 adet löklanşe pili, 471000kg bakır tel, 145000 kg demir tel, 560kg bronz, 4 adet erikson olarak belgelenmiştir.
Romanya ve Almanya”dan santral ve muhabere cihazları getirildi. Bu amaçla 5. orduya 400 makara kablo ve 90 adet telefon verildi. Muharebe malzemeleri hem yurt içi kaynaklardan hem de yut dışı kaynaklardan sağlandı.
Osmanlının Çanakkale cephesinde, çıkarmadan önce bir tane deniz uçağı bulunmaktaydı. Bu uçakla Fazıl Bey ilk gözetlemeyi 5 Eylül 1914 ‘te yapmıştı.
Gelibolu Müfrezesinin bu bölgedeki gözlemleri ve stratejik planları bölgenin Türk tarafında kalmasını sağladı. 22 Haziran sabahı yapılan gözlemle 19. Tümen üzerine ilerleyen birlikler belirlendi.
Durum müfreze komutanlığına rapor edildi. Atlı posta erine vermek yerine komutanın emir subayına bilgi verildi. Gelen birliklerin çoğunun Çığ ve Gurka tugayından olduğu ve muhtemelen geniş çaplı süngü hücumu yapacakları belirtildi.
Telefon ile 19. – 36. Alay Komutanlarına ve 9. Tümen Komutanlığına da Bnb. W Bey”in ismiyle mesaj gönderildi. Gerekli önlemlerin alınması Emir subaylarıyla konuşularak tavsiyede bulunuldu.36.Alayın emir subayından İzmir”e mesaj gönderildiği, askerlerin cepheye girmek üzere olduğu haberi alındı.
Durumun ciddiyeti Gelibolu Müfrezesince dikkate alınarak, Wilmer Bey’in emir vermesi üzerine harekete geçildi. Sol kanatla haberleşmenin kesilmemesi için 14. ve 19. alayı siperlerinin tekrar alınması amaçlandı ve bu amaç gerçekleştirildi. Düşman hareketleri ve makineli tüfeklerle ilgili tespit yapılarak topçu birliklere bildiriliyordu. Topçu birlikler verilmiş olan koordinatlara göre isabetli atış yapılıyordu.
Gözlemlerle düşman birliklerin faaliyetleri ve yoğunlaştıkları alanlar belirleniyordu. Anzac süvarilerinin Suvla’daki hareketleri gözlemlenerek ciddi bir faaliyette oldukları ve fazla sayıda geminin toplandığı gözlemlendi.
Düşmanın Ağıldere’ye yaklaştığı belirlendi. Avcı gözetleme birliklerinin raporları üzerine tümen komutanı birliğini harekete geçirerek, kuzey komutanına durum bildirildi. Kumandanın Esat Paşa’dan aldığı emirle Conkbayırı ve Kocaçimen’nin bir an önce işgal edilmesi göreviydi. Bu emir komutanın emir subayına iletilerek görev yerine getirildi.
Periskopla yapılan gözlemlerde Türk birlikleri İngiliz faaliyetlerini gözlemleniyor, düşman kuvvetlerin hareketlerine göre Türk birliklerinin ne yapması gerektiği bildiriliyordu.
6-7 Ağustostaki çarpışmalardan sonra Anzaklar’ın Suvla’dan sevkiyatları devam ettiği haberi ihtiyat kuvvetlerinin gelmesi için rapor yazıldı. 14. Alayla irtibat kurulması emredilmiş ve Gelibolu Müfrezesi ile irtibat kopmuştu. Bu haber savaşın en korkunç haberiydi. Böhrih Beyin emri üzerine Kocaçimen’e hareket edilerek, tümenin arta kalan kısmı geri çekilerek 14.alayla dirsek temasına geçildi. İlerleyen zamanlarda süvari teğmeninden alınan haberle Müfrezenin durumu bulunduğu alan öğrenilerek, olumsuz olaylar üzerine mutlu ediciydi.
Gelibolu Müfrezesi kimdi neden önemliydi?
Wilmer Bey komutasındaki Müfrezenin süvari subayları savaş süresince tüm savaş alanında gezmiş ve her şeyden haberi olmuştu. Savaşın en önemli noktasını elinde bulunduran ve en stratejik noktaya yerleştirilen gizli olan her şeyi gören ve bilen birliklerdi.
64.alay düşmanla mücadeleye girmişti. Karargâhın Kurtgeçit’e taşınmasıyla 10–12km uzunluğunda bir alan görülebiliyor ve gözlenebiliyordu. İrtibat Anafartalar ile kesilmişti. Conkbayırı ve Anafartalar zorlanmaya başlanmıştı ve 14. Alay düşmanı ancak durdurabilmeyi başarabilmişti.12. ve 7. Tümen gelene kadar Yarbay Cemil Bey buradan gidilmemesi gerektiğini belirterek, gidilmeyi gerektirecek bir şey olduğunda irtibatı koparmayacak şekilde hareket edilmesi emrinin vermişti.
9 Ağustos’ta Anzac askerleriyle Conkbayırı’nda ateş başlatıldı. Tüm saldırılarda haber götürüp getirmek için topçu subayları kullanıldı ve Böhrih Bey’e rapor verildi. Böhrih Beyin emriyle Gelibolu Müfrezesine haber verilmesi için bir subay görevlendirildi. Gelibolu Müfrezesi Anzac üzerine isabetli atışlar yaparak geri çekilmeyi sağlamıştı. Bu sonuç emir subayının haberi ulaştırdığını gösteriyordu. Ertesi gün sabah Anzac birliklerinin çok ciddi noktalara makineli tüfek yerleştirdiği ve siper kazdığı rapor edilerek, Anafartalar Grup Komutanına gönderilmesi sağlandı.
Gece Anafartalar ve Conkbayırı’nda 7. ve 12. tümenin geri mevzileri tuttuğu öğrenildi. İsmailoğlu Tepesi en çok hedef alınan tepeydi, çarpışmalar sonucunda Anzaklar bunun hayal olduğunu anladılar. 25 Ağustos’a raporlama ve gözetleme iş devam etti. Aynı zaman da bu tarihte verilen emirle Gelibolu Müfrezesine destek için 7. ve 12. tümene ait iki alayla harekete geçildi. Anzak ve İngiliz saldırılarından sonra yeni bir saldırı olabileceğinin anlaşılması üzerine gerekli tertibat alındı. Mevziler kontrol ediliyor, ön siperlerde gözlem yapılıyor ve rapor haline getiriliyordu.
Arıburnu’nda ve Suvla’da gemilerin artık sevkiyat yapmadığı kasım başlarında görülüyordu. Bu durumun değişmeyeceği anlaşılıyordu. Savaşta istihbaratta önem teşkil etmekteydi. 3 Ağustos 1914’te Musa Kazım Karabekir Genel Kurmay II. (İstihbarat) Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Karabekir’in düşüncesi savaştan mümkün olduğunca uzak durmaktı. Bunun içinde boğazların kuvvetlendirilmesi gerektiğini düşünüyordu.
İstihbarat ne idi?
Harpte ve barışta doğru olan haberi almak, yanlış haber yaymak demekti. Musa Kazım Karabekir yanlış haberler karşısında gerek Çanakkale Cephesinde gerekse görev yaptığı konumlarda olumluya çevirebilmiş bir komutandı.
Çanakkale cephesinde telefonla aldığı bir haberde sol kanattaki boşluktan ikinci hatta yürüdüğünü öğrenmişti. Bu haberi kurmaylar bildirmiş ayrıca bir subayda rapor etmişti.
Silah sesi işitilmiyordu ve yürüyüş kolunda düşmanın ilerlemesini anlamsız bulmuştu. Yinede tedbirini almıştı. Düşman kolu olarak görünenin torpidolar olabileceğini bildirmişti. Bir süre sonra Kazım Karabekir haklı çıkmıştı. Alınana istihbarat bilgisinin doğru veya yanlış olması komutanın kararını etkilemektedir. Alınan kararda savaşın seyrini değiştirebilmektedir.
Çanakkale Savaşında yaşananlar Türk askerinin tüm olanaksızlıklara rağmen imkânsızı başardığı ölümsüz savaştır. Türk askeri ayağında ayakkabısı, üzerinde onu koruyabilecek elbisesi olmamasına karşın kendini düşünmediği milletini ve vatanını düşünerek yazdığı destanın ölümsüz kahramanıdır. Modern silahlarımız, haberleşme araçlarımız yoktu sadece askerimiz ve askerimizin asalet vardı. Modern silahlara, haberleşme araçlarına sahip olabilseydik, lojistik öneme sahip gereçleri gerektiği kadar sağlayabiliyor olabilseydik daha az kayıp vermiş olacaktık. Anneler evlatsız, çocuklar babasız kalmayacaktı.
KAYNAKÇA
- Çanakkale Boğaz Komutanlığı, Çanakkale Deniz Savaşları 1915, Kültür Yayınları Tarih Dizisi, 2. Basım, 2004
- Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Atatürk Ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Sayı: 1, Mart 2003
- GÖNCÜ G. ALDOĞAN Ş. Çanakkale Savaşı Siperin Ardı Vatan, MB Yayınları, 2. Baskı, 2006
- GÜLER V. Gelibolu Müfrezesi, Truva Yayınları, 2007
- MÜTERCİMLER E. Korkak Abdul’den Coni Türk’e Gelibolu 1915, Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2005
- Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Osmanlı Devri Birinci Dünya Harbi İdari Faaliyetler ve Lojistik 10. Cilt
- Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Osmanlı Devri Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi 5.Cilt 3.Kitap Çanakkale Cephesi Harekâtı ( Haziran 1915-1916)
- http://infeksiyon.dergisi.org/pdf/pdf_INF_217.pdf
- http://maol.meb.gov.tr/Download_Files/Canakkale.pdf
- İstihbarat Musa Kazım Karabekir (Çeviri: Emrullah Tekin )
Leave a Comment
You must be logged in to post a comment.