Kumkale, Ege Denizi ile Menderes çayı arasında kalan 500m derinlikte olan bir arazi parçasıdır. Günümüzde de Çanakkale’nin bir ilçesi olarak görülen bu yerleşim yeri tarihte eşi benzeri görülmemiş bir mücadeleye tanık olmakla kalmamış, uğrunda canların verildiği bir yer olarak da tarihte yer almıştır. Kumkale beklide Çanakkale boğazının girişinde bulunmasıyla dünyanın en büyük donanmasının susturmak zorunda olduğu bölgelerin başında geliyordu.
Kumkale bölgesine yapılan ilk saldırılar Şubat 1915’de gerçekleşmiştir. Çanakkale Boğazının sadece donanma ile geçilebileceğini düşünen İngilizler, büyük saldırı olan 18 Mart 1915’ten önce boğaz girişindeki bataryaları susturmak üzere yapılan bombalamada ilk kez ateşe maruz kalmıştır. Yine Kumkale’nin hemen kuzeyinde bulunan Orhaniye bataryaları da donanmanın dikkatini Anadolu yakasına çevirmesine sebep olmuştur. 18 Mart 1915 günü İtilaf güçlerinin yenilgisiyle sonuçlanan savaştan sonra artık, ikinci bir plan olan karaya asker çıkartarak yapılacak olan taarruz üzerinde konuşulmaya başlanmıştır. İşte Kumkale muharebelerinin zemini de bu konuşmalarda atılmıştır.
25 Nisan çıkarmaları öncesi Anadolu yakasındaki askeri duruma baktığımızda bu bölgede savaşan 15. Kolordumuzu görüyoruz. Anadolu yakası diye tabir edilen Kumkale- Çanakkale hattında 15. Kolordu ve buna bağlı olarak da 2 tümen bulunmakta idi. Kumkale bölgesini savunacak bu kolordunun yönetim kadrosu ise şu şekilde oluşmaktadır.
15. KOLORDU
KOMUTAN: Gnl. WEBER PAŞA
KURMAY BAŞKN: Yzb… TUWENEY
3.TÜMEN
11. TÜMEN
Komutan : Alb. Nicolai
Karargah : Pınarbaşı
Kurmay Başkan : Yzb. Suphi
Karargah : Sarıçalı
Kumkale bölgesinde de 5. Ordu komutanının savunma planı olan, kumsalda kıyı gözetleme birliklerini tutup iç bölgelerde de asıl askeri gücü muhafaza etmek düşüncesi uygulanmıştır. Türk tarafında savaşın hazırlıkları bu şekilde iken, karşı tarafta Amiral Ovepratte, Kumkale’yi ele geçirebilmek için Menderes çayına kadar ilerlemeyi düşünüyordu. Böylece Kumkale Tabyası ve daha sonra da Kumkale Köyünün işgal edilmesini planlıyordu. Plana göre Kumkale’ye 2800 kişilik bir Fransız alayı, bir batarya ve bir istihkam bölüğü çıkacaktı ve bu Fransız alayının büyük bir bölümü süngü yerine satır kullanan Senegalli Müslüman askerlerdi. Evet büyük bir sömürge devletleri olan İngiltere ve Fransa kendi çıkarları uğruna burada da sömürgelerini adeta kandırarak kullanmıştı.
Amiral Ovepratte’nin planına göre bu ilerleyiş sonunda Kumkale tabyası ve köyü ele geçirilecekti. Türk tarafında ise kıyı savunmasızdı ve 3.tümenin üç alayı ve bataryaları gerilerdeydi. Türkler Kumkale ve Yenişehir arasındaki bölüğünü ve üç takımını kıyı boyunca değişik yerlere yerleştirmişti. Plana göre düşman karaya çıktıktan sonra geceleyin geriden gelinip hücum edilecekti.
Kalabalık Fransız filosu sabah 05:15‘te Boğaz ağzına kadar geldi. 128 topuyla Kumkale kıyılarını dövmeye başladı. Bir zırhlısı da Boğaz içine girerek İntepe bataryalarını ateş altına aldı. Bombardıman, alay kıyıya çıkana kadar kesintisiz sürecekti. Amiral Qvepratte saat 06:20’de askerlerin kıyıya çıkarılmasını emretti ve askerler filikalara alınmaya başlandı. Fakat Fransız kurmaylar, güçlü kıyı akıntısını dikkate almamışlardı. Akıntı asker dolu filikaların kıyıya yaklaşmasına izin vermiyordu. Akıntı ile çıkarma araçlarının mücadelesi uzun sürüyor ve bu durum Fransızları Türkler karşısında zor duruma düşürüyordu. Bu bölgedeki Türk birliklerinin makineli tüfeğinin olmaması ise Fransızlara adeta yaşama hakkı veriyordu. Çünkü buradaki Türklerde makineli tüfek bulunması bu duruma düşen Fransız birliklerinin sonunu getirebilirdi.
Çıkarmanın başladığı 3.Tümene, oradan da 15.Kolordu’ya bildirildi. Sabah Beşiğe önlerinde gemilerin toplandığını öğrenen Yarbay Van Thawenay panikledi ve çok sinirlendi. Ona göre Avrupalı bir düşmanı durdurmaya Türklerin ne aklı yeterdi ne de yeteneği. Kendisi Türkleri küçük gören biriydi. Oysa Çanakkale, Almanya için çok önemliydi. Çanakkale düşerse , İstanbul savunulamaz, Almanya itilaf kuvvetleri tarafından güneyden kuşatılmış olurdu. Yapılacak tek şey Türk birliklerini üst üste, durmadan düşmanın üzerine sürmekti.
Bu sırada ilk filika Kumkale iskelesine yanaşıyordu. Saat 09:30’du Asker çıkmaya başlayacaktı.
Şevki Paşa’ya çıkışı serbest bırakıp ve gece taarruz ederek düşmanı denize dökmek emri geldi. Fakat Şevki Paşa emri dinlemedi. Çünkü düşman, toprağına ayak basmak üzereydi. Geri çekilmedi ve askere ateş emri verdi. 80 tüfek birden patladı.4 saat sürmüş ağır bombardımandan sonra bu öldürücü tepki Fransızları şaşkına çevirdi. Fransızlar ağır kayıp verdiler. Türk askerleri Kumkale köyüne geriledi. Köyün yangın artıkları, cam kırıkları, yıkıntılarla dolu sokaklarında ve yarı yanık evlerinde boğuşma başladı. Çıkarma sürüyor, düşman sayısı arttıkça artıyordu. Fransız birliği bir yandan karaya çıkmayı sürdürüyor, bir yandan da Kumkale köyünden Menderes Nehrine doğru yayılmak istiyordu. Bunun üzerine Bölük komutanı ikinci takımı da yolladı ve bu askerlerle birlikte 130 kişi oldular. 130 kişi, sayısı bini geçen Fransızlara köyden içeri adım attırmadı. Türklerin bu direnişi karşısında hesapları karışan Fransızlar, filodan yardım istedi. Gelen yardımla önce Kumkale Mezarlığı daha sonra köy yakılıp yıkılmaya başlandı. Türk birliği vuruluyor, parçalanıyor, havaya uçuyordu ama geri çekilmiyordu. Teğmen Fuat uzaktan, derin bir üzüntü içinde içi kan ağlayarak bu durumu izliyordu.
Kumkale Mezarlığı’ndaki küçük birlik, filonun yoğun ateşi altında taşların arkasına, yıkılan mezarlığın içine sinmişti. Fransızlar bu durumdan yararlanarak mezarlığı adım adım sarmaya başladılar. Türk askerleri ümidi kestiği sırada yaklaşmakta olan birlik görüldü. Bir tabur asker yaygın ve aralıklı sıralar halinde geliyordu. Nitekim filo ateşini tamamen, gelen birliğin üzerine kaydırdı. Vurulan düşüyor ama dağılmadan, düzeni bozmadan, inanılmaz bir disiplin içinde durmadan ilerliyordu.
Düşman kaleye çıkalı saatler olmuş, toplarını ve ağır makineli tüfeklerini yerleştirmişti. Saat 17:00’de Kumkalede’ki Fransız sayısı topçular ve istihkamcılarla birlikte 3000 kişiyi aştı. Ölüm mahkûmu birlikler Kumkale yakınında toplanmak için yola çıktılar.
Hava iyice kararmıştı. Birlik; bir gece taarruzunun gerektirdiği birçok önlem alınmadan, hazırlıklar yapılmadan taarruz etmek zorunda kaldı. Saat 19:00’da Taarruz başlar başlamaz filonun tüm gemileri ışıldaklarını yakarak kıyıyı ışığa ve ateşe boğdu. Kıyıdan taarruz eden tabur ateş barağını aşamadı ve çok sayıda kayıp verdi. Ama sağdaki tabur bir hamlede Kumkale köyüne girdi. Sokaklarda, avlularda çok kanlı bir çarpışma, dövüşme, boğuşma başladı. Filo ateşini köye girmeye çalışan Türk Birliklerinin üzerine toplayınca, ateşten kaçınan birlikler köye karışık bir halde doluştular. Bunlardan birinin öncüleri, savaş sarhoşluğu ve oynak ışık içinde,3.Tabur düşman birliği sanarak ateşe tuttu. Ateş yiyen tabur dağıldı ve bozulan düzen yeniden kurulamadı, Taarruz durduruldu. Kumkale’de beyaz bayraklar sallanınca çatışmalar bıçakla kesilmiş gibi durdu. Fransızlar teslim oluyorlardı. Yaklaşan Fransız subayı işaretlerle kendi rütbesine denk bir subaya teslim olmak istediğini anlatmaya çalıştı. Köydeki subayların hepsi ya şehit olmuştu ya da yaralıydılar. Geride Menderes köprüsünün ötesinde yüksek rütbeli Türk subayları bulunuyordu. Türk askerleri bunu Fransız subayına anlatmaya çalıştılar. Fakat dil farkından dolayı başarılı olamadılar. Böylece teslim işlemi gerçekleşemedi. Her kafadan bir ses çıkıyordu ve iki tarafın askerleri tekrar birbirine girdi. Bu tuhaf durum uzayınca yeniden çatışma çıktı. Durumu öğrenen Fransız Tümen Komutanı General Amede bu durumdan yararlanmak istedi. Fakat başarılı olamadı. Fransızlar 26-27 Nisan gecesi sessizce Kumkale’den geri çekildi. Türkler bu basit bir oyalama hareketi için çok kayıp verdiler. İngilizler ise görevlerini başarmış ve 3.Tümeni yerinde tutmuşlardı.
Kumkale Muharebelerinin Sonuçları
İki gün boyunca gece-gündüz devam eden Kumkale Muharebeleri, Çanakkale cephesi muharebeleri arasında süngü muharebeleri açısından önemli bir örnektir.
3.Tümen oldukça ağır bir zayiata uğramıştır. Bu durumda planlama-taktik ve iletişim gibi unsurların rolü büyük olmakla beraber, Fransız filosunun Kumkale kıyılarını sürekli yoğun ateş altında tutması bilançonun ağırlaşmasında etkin olmuştur.
Sonuç ne kadar ağır olursa olsun, kazanılan başarı, Anadolu tarafını rahatlatmış, Gelibolu muharebelerine tam destek verilme imkanı sağlamıştır.
3.Tümen 39.Alay’ın Zayiatı
17 Subay, 450 Er…………….. ŞEHİT
23 Subay, 740 Er…………….. YARALI
5 Subay, 500 Er ……………. KAYIP
45 Subay, 1690 Er = 1735 (TOPLAM ZAYİAT)
Fransız Zayiatı
6 Subay, 170 Er …………….. ÖLÜ
10 Subay, 471 Er……………… YARALI
4 Subay, 125 Er …………….. KAYIP
20 Subay + 766 Er = 786 (TOPLAM ZAYİAT)
KAYNAKÇA
- YILMAZER, Tuncay, Alçıtepe’den Anafartalar’a Çanakkale Kara Muharebeleri, Yeditepe yayınları İstanbul, 2007
- APUHAN, Recep Şükrü, Çanakkale Geçilmez, Timaş Yayınları, 2005
Leave a Comment
You must be logged in to post a comment.