1999 Mart’ında pek çok kitap yazmış, ilginç bir köy imamı ile ilgili araştırma yapmak için Edremit’e gittim.
El Ehzer’de okumuş, Teşkilat-ı Mahsusa’da çalışmış, Çanakkale, Filistin cepheleri, Kurtuluş savaşı derken yıllar sonra Edremit’e dönmüş, binlerce kitabını Edremit kütüphanesine bağışlamış birisi.
Onun ile ilgili çalışırken söz Çanakkale’ye gelince masada oturanlardan birisi söze karıştı.
“Dedem Çanakkale’den dönmüş ama babası kalmış.” dedi. Biraz anlatmasını, konuyu açmasını istedim.
Dedesinin babası Halil Çavuş Çanakkale savaşları başladığında kırk yedi, kırk sekiz yaşlarındadır. Oğlu Ali on dokuz-yirmi yaşlarındadır. Ali, Çanakkale’ye gider. Bir gün Halil Bey’in hanımı dükkana gelir: “Bey, eve iki asker geldi. Seni sordular. Hemen askerlik şubesine gidecekmişsin… Acaba Ali’mize bir şey mi oldu? Yüreğime bir kor düştü…”
“Tamam hanım, olur. Ben şimdi gider öğrenirim, gelirim. Canım çekti, sen akşama ocağa bir kuru fasulye vur da yiyelim…”
Dükkanı toparlar, askerlik şubesine gelir, kendini tanıtır.
Komutan ayağa kalkar:
“Sen nerede kaldın? Yürü Edremitliler Çanakkale’ye gidiyor. Koş, yetiş.”
“Aman bey, varıp eve haber vereyim, helalleşeyim.”
“Mümkün değil, kafileden kopma.. Koş.. Eve biz haber veririz..”
Gerçekten de hemen eve koşup, “Kocanızı Çanakkale’ye yolladık” diye haber vermişler.
Aradan hayli zaman geçer. Kurtuluş savaşı sonunda Ali geri döner.. Halil Çavuştan bir daha hiçbir haber alınamaz..
“Ben o Ali’nin torunuyum hocam.. Ama nenem hayatı boyunca her akşam kuru fasulye pişirdi. Kendisi ağzına o yemekten tek bir lokma koymadı. Hep bize yedirirdi… Bir şey daha söyleyeyim. Belki inanmazsınız.. Bizim evde halâ her akşam kuru fasulye pişiyor. Çocuklar bıktık diye mırın kırın ediyorlar ama., halâ pişiyor…” Şu dünyanın işine Zehir koydum aşıma Yarim Çanakkale’de Şehit yazdım taşıma.
KAYNAKÇA
- 1
Leave a Comment
You must be logged in to post a comment.