4. Sayı - Şehit'ten Kale'ler Şehit'ten Kale'ler

Ölümün Kol Gezdiği Bayramlar

Written by ÇSATT

İsmail Sabah / Öğretim Görevlisi

2008-Ocak sayımızda yer alan bu yazıya emek veren ve hazırlayan üyemize teşekkür ediyor, kalemine sağlık diyoruz.
İyi okumalar…

Neşe içinde kutladığımız ve sevdiklerimizle beraber olduğumuz bayram nedir, hiç düşündünüz mü?

Bayram sizce eşle, dostla, çocukla geçirilen ve mutlu olmayı hak ettiğiniz bir gün olabilir. Fakat tarihin kaydettiği bayramlara bakacak olursanız durumun hiç de böyle olmadığını görürsünüz.

Evinin direği eşi cephede olan için bayram nasıl bir şeydir? Umutla, hasretle bekleyiş, geri de kalan yavrulara Anne! babam beni ne zaman bayram yerine götürecek” dediğinde “baban şimdi gelecek seni bayram yerine götürecek yavrum.” demektir.

Peki, cephede olan, nasıl tarif eder bayramı…

Sağ kalıp nişanlısını, eşini, yavrusunu son bir kez daha görme isteğidir bayram.

İşte bunlar 1915 yılının bayramlarıdır. Bu yıllarda düşman Çanakkale’yi yakıp yıkmakta, Osmanlı’ya son darbeyi indirmeye çalışmaktadır. Çanakkale savaşları yaklaşık olarak 1,5 sene sürmüş ve askerlerimiz geçen bu zaman zarfında bütün bayramları cephede yaşamıştır, burada şunu sormak çok önemli… Nasıl yaşamışlar?

Çanakkale savaşlarına İhtiyat Zabiti olarak katılan Münim Mustafa, cephede geçirdiği kurban bayramına ilişkin hatıralarında bayram günü,  İngilizlerin Türk askerinin maneviyatını sarsma düşüncesi ile yoğun bir topçu ateşinde bulunduğunu, topçu ateşinin hafiflediği bir sırada herkesin bayramlaşmaya başladığını, sonrasında ise alay kumandanı ile siperleri gezmeye çıktığını, bu arada da bir nöbetçinin dalgın olduğunu fark ettiklerinden bahseder. Bu askere dalgınlığının sebebini sorduklarında ise nöbetçi asker, savaşa gelirken geride nişanlısını bıraktığından, belki bu savaşta ölüp bir daha nişanlısını göremeyeceğinden ve onu son bir kez daha görüp öyle ölmek istediğinden bahseder. Bu durum üzerine alay kumandanı bu askere 10 gün izin verir. Bundan sonrası ise bilinmiyor. Acaba bu asker savaştan sağ çıkmış mıydı? Hasreti ile yanıp tutuştuğu nişanlısına acaba kavuşmuş muydu? Ama şurası bir gerçek ki o zamanın fotoğraflarına baktığınızda bir şeylerin hep eksikliğini görürsünüz. Eksik olan hep bir şey vardır. Bu ya bir baba… Ya bir eş… ya da bir nişanlıdır…

Peki, hep eksik kalacak fotoğraflar yok mudur? Vardır elbet… Bunlardan biri meşhur 57. Alay Kumandanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’in ailesinin çektireceği fotoğraftır. 1915 yılının Ramazan Bayramı’nda şehit olur Yarbay Hüseyin Avni Bey.

Bayram günü bir mektup alır ve mektupta da çocukları babalarına bayramda gelip gelemeyeceğini sormaktadırlar. Fakat bu mektuba karşılık olarak giden cevap Yarbay Hüseyin Avni Bey’in bu mektubu okuduktan iki saat sonra şehit olduğudur. Yanında bir top mermisinin patlaması sonucu Yarbay Hüseyin Avni Bey şehit olmuştur ve geride eksik kalacak bir fotoğraf bırakmıştır.

Çanakkale’den nice fotoğraflar hep babasız dönmüştür.

Çanakkale bir millet ocağının, maddesi insan olan son demidir…

istiklal Marş’ımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın” dediği gibi bizim de dileğimiz şudur: “Allah bu millete bir daha Çanakkale gibi bir acı yaşatmasın, fotoğraflar eksik kalmasın…”

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN


About the author

ÇSATT

Biz geçmişten geleceğe kurulmuş bir köprüyüz.
Biz 1915’te canlarını feda eden kahraman Türk askerinin torunlarıyız.
Biz Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Cevat Paşa’yız.
Biz Çanakkale’yiz.
Biz ÇSATT’ız.

Leave a Comment