Çanakkale savaşlanında çok etkin rol oynayan, ismi çok fazla anılmayan, Gelibolu ve Bursa Seyyar Jan-darma Taburları’ndan bahsetmeye çalışacağız. Evet, Çanakkale’de fedakarlık örneği göstererek nerede ihtiyaç varsa oraya koşan, kendi tabirleriyle cephenin demir başı olan birlikler yani Gelbolu ve Bursa Seyyar Jandarma Taburları bilinmemesine rağmen, umudumuz olan Çanakkale Cephesi’nin bel kemiği olmuşlardır. Ülkenin bir karış toprağı elden gitmesin diye en sevdiği evlatlarını feda eden komutanları, vatan uğruna yok olan, eriyen taburlan ve onlann göğüs gerdikieri zorlukları anlatmadan önce o gün dünyanın gözünün üzerinde olduğu Çanakkale’yebir göz atalım.
Tarihler 1914’ü gösterdiğinde dünya karışmış ve sanayi inkilābını tamamlayan ülkeler sömürge arayışına girmişlerdi. Çikarlar ortak bir sömürgede çakışınca da dünyanın güçlü devletleri pimi çekilmeye hazır bir bomba haline gelmişlerdi. Beklenen olay Avusturya-Macaristan veliahdının bir Sırplı tarafından öldürülmesi ve bunun üzerine Avusturya’nın Sırbistan’a savaş ilan etmesiyle gerçekleşmiştir. Bu sözde bahane ile patlamaya hazır bombanın pimi çekilmiş olur. Böylece kaçınılması imkânsız olaylar silsilesi başlar.
Çünkü artık 1. Dünya Savaşı ilan edilmiş ve ülkeler çıkarları doğrultusunda süratle bloklaşmaya başlamışlardır. İtilaf Devletleri dediğimiz: İngiltere, Fransa, Belçika, Rusya, Karadağ ve Sırbistan bir tarafta; ittifak Devletleri dediğimiz Almanya, Avusturya-Macaristan diğer tarafta bütün dünyayı kasıp kavuracak olan iki karşit bloğu oluşturmuşlardır. Dönemin hasta adamı olan Osmanlı, itilaf Devletieri’nce paylaşılacak pasta konumunda olduğu için-Savaştan kaçışı olmayan, Osmanlı ya paylaşılacak ya da paylaşacak- haliyle ittifak devletlerinin yanında savaşa girer. Bunun sonucunda 2 Ağustos 1914’te ülke genelinde genel seferberlik ilan edilir. Artık savaş tellalları bağırmaya başlamış ve ülke topyekun emsalsiz bir savaşın hazırlıklarına başlamıştır. 18 Mart 1915’te Itilaf Devletleri ar-madalarıyla, muazzam zırhlilarıyla boğazın kapılarına dayanmış ama boğazı geçememişlerdi. Bunun üzerine denizden destekli bir kara çıkarması yapmayı planlamışlardır.
Osmanlı devleti Deniz Zaferi’nin ardindan aynı başarıyı karada da sürdürmeyi hedeflemiş. Bu olaylar neticesinde seferberlik talimatı gereğince, sabit jandarma birliklerindeki personelin üçte ikisi, sefer görevi verilen personel ile tamamlanarak Seyyar Jandarma birlikleri kuruilmuştur. Bu birlikler Kıyı Koruma Birlikleri, Demiryolu Koruma Birlikleri ve Seyyar Jandarma Birlikleri olarak üçe ayrılmış, daha sonra bunların büyük bölümü, piyade alaylannın 4. taburlarını oluşturmuşlardır. Çanakkale cephesinde üç seyyar jandarma alayı görev yapmıştır. Çanakkale ve Balikesir taburlarından oluşturulan Çanakkale Seyyar Jandarma Alayı Anadolu Yakası’nda, Bursa ve Gelibolu Taburları’ndan oluşturulan Bursa Seyyar Jandarma Alayı Gelibolu Yarımadası’nda, Beyoğlu ve istanbul Taburları’ndan oluşturulan Beyoğlu Seyyar Jandarma Alayi’nın İstanbul Taburu Gelibolu Yanmadası’nda, Beyoğlu Taburu ise Anadolu Yakası’nda görev yapmışlardır. Seyyar Jandarma birlikleri kıyı gözetleme, örtme ve koruma gibi görevler yapmışlardır. Ancak Gelibolu Yarımadası’ndaki taburlar cephe savaşlarına da katılmışlardır.
Seferberliğin ilanından hemen sonra Çanakkale ve Bursa Seyyar Jandarma Alayları Gelibolu Yanımadası’nda, sorumlu oldukları bölgelerde savunma ve gözetleme görevlerine baslamışlardır. Ancak Bursa Seyyar Jandarma Alay Karargahı lagvedildiğinden, Bursa ve Gelibolu Taburları başlangıçtan beri müstakil olarak kullanılmıştır. Çanakkale Cephesi’nde Bursa, Gelibolu ve istanbul Seyyar Jandarma Taburlan savaş süresinde ve sonrasında etkin bir rol oynamışlardır. Peki, Çanakkale savaşında bu kadar etkin rol oynayan Jandarma Taburlan’nın burada işi neydi? Ya da sorumuzu şu şekilde değiştirelim. Jandarmanın savaşta ne işi vardı, savaş öncesinde ne yapardı? Bursa ve Gelibolu Seyyar Jandarma Taburlar’nı anlatmadan önce isterseniz bu konulara açıklık getirelim.Jandarma hepimizin bildiği gibi köy ve kırsal kesimlerde asayiş ve güvenliği sağlayan bir teşkilattır. Jandarma da bir asker olmasına rağmen ordudaki askerier gibi direk savaşın merkezinde yer almazlar. Ancak Türk Jandarma Birlikleri 1.Dünya Savaşı’nın başlaması ve seferberliğin ilanı ile kara ordusu emrinde görev yaptığından, hemen cepheye intikal etmişlerdir. Çanakkale savaşında gösterdikleri kahramanlıklanyla ülke müdafaasında çok büyük ve önemli bir yere sahip olduklarını kanıtlamışlardır.
Aynıca Jandarma Taburları;
- Savaş sırasında geri bölge emniyeti yanında cephede gösterdikleri başanlarla vatanın bütünlüğünün korunmasına çok büyük katkıda bulunmuşlardır.
- Seyyar jandarma birlikleri genelde gözetleme ve kıyıları kontrol ederken, karargahların bulunduğu bölgelerde büyük kuvvetlerini bulundurmuş ve düşmanın yapacağı amfibi harekatına karşı onlar sürekli eğitmiştir.
- En üst seviyedeki birlikleriyle düşmanın kıyıya ulaşması halinde kıyı başlarının ele geçmemesi için kuvvetli bir savunma taktiği uygulamışlar (Bu Liman von Sanders’in Gelibolu alanında uyguladığı bir harekat şeklidir)
- Telefon ve teçhizatının olmamasına rağmen düşman kara çıkarmasını başkomutanlık karargahına ilk bildiren birlikler Seyyar Jandarma Taburlar’dır.
Alçıtepe, Kocaçimen, Kireçtepe muharebelerinde Jandarma Taburlan birçok insan bilmese de sınırsız fedakarlik ve feragat örneği göstermişler ve çok büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.

İsterseniz şimdi her yerde okumaya alışkın olmadığımız bu konu hakkındaki ön bilgiden sonra Bursa ve Gelibolu Jandarma Taburlar’nın ken dilerinden bahsedelim.
BURSA SEYYAR JANDARMA TABURLARI
Seferberlik gereği Ağustos 1914’te Gelibolu’ya intikal etmiştir. O tarihten itibaren 9. Tümen’in emrinde, Tekke Burnu’ndan Ece Limanına kadar olan bölgenin örtme, gözetleme ve korumasını üstlenmiştir. İtilaf Devietleri’nin Boğaz’ı zorlamasıyla birlikte, kara harekatıyla başlayan süre içerisinde, Koyun Limanı’ndan Büyük Anburnu’na kadar olan bölgede, duruma göre görev alanını daraltarak ve genişleterek görev yapmıştır.
Personel ve Malzeme Durumu: Diğer seyyar jandarma taburlarında olduğu gibi silah, teç- hizat ve malzeme yönünden çok yetersiz olup, savaş krymeti az olan Martin Henri tüfekleriyle donatılmıştı. Tahkim edevatı çok az, giyecek, gereç ve donanımlar noksandı.
Bu tabur güney grubu emrine verilmiş, Seddülbahir-Kirte Bölgesi ateş hattında savaşmıştır. 27 Nisan 1915’te Hisarlıktepe’yi savunmakta olan bu taburun üniformaları Fransızların üniforması gibi mavi olduğundan Alçıtepe’den ilerleyen birliklerimiz bu taburumuzu Fransız askerleri sanarak 33 metre mesafeden şiddetli bir ateşe tutmuş ve bu vahim durum çok geç anlaşılmıştır. Bu korkunç durum neticesinde 15-20 jandarma erimiz kardeş kurşunla hayatini kaybetmiştir. Bu birlik 26 Nisan 1915’te Hisarliktepe’de 280 yaralı 50 kayıp ve 110 şehit olmak üzere 440 zayiat vermiştir. Bu durumu Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Tahsin bölge komutanlığına şöyle rapor eder: Taburunun 12 Ağustos 1914’ten itibaren bölgede görev yaptığını, iki buçuk ay düşman bombardımanı altında siperlerde çok yıprandığını, 26 Nisan 1915’te Hisarlıktepe’de yalnız başına savaştığını, yaşlı erlerden de meydana gelen taburun söz dinlemeyecek bir durumda olduğunu, artık muharebe alanının demirbaşı olduk-larını, halen elbisesiz 300 ikmal erinin silah ve elbisesi de dahil olmak üzere taburunu yeniden toparla-yabilmesi için diğer bölükeri yerinde bırakarak uygun görülen bir yerde bir bölükle karargah kurmak ve takviye taburu geldikten sonra geçici bir süre dinlendirmek istemiştir. Tüm zorluklara rağmen bu tabur muharebe meydanlarında geri adım atmamiştır.
Bu tabur kısa bir süre geri bir bölgeye alınsa da 1915’te Anafartalar Bölgesi’ne gönderilmiştir. Bursa Seyyar Jandarma Taburu kendini destekleyen birliklerle Anafartalar Ovası’nda düşmanın personel, silah ve teçhizat yönünden kat kat üstün olan kuvvetlerine karşılık, bizim için hayati öneme sahip olan Conkbayırını ve Kocaçimen’in ele geçirilmesine engel olmuşlardır. Tabur, kuzeyinde bulunan Gelibolu Seyyar Jandarma Taburu ile Anafartalar Ovası’nın kilitlenmesine büyük katkıda bulunmuştur. Ku-zeyden gelen birliklere kazandırdıklan 36 saat ile Gelibolu’nun kuzeyden kuşatılarak koparilmasına engel olmada büyük başarı sağlamıştır ve düşmanın eline geçemez dediğimiz noktaların elde tutulması için canla başla savaşmışlardır.
Anafartalar ve Kirte Muharebeleri sonunda bu tabur mevcudunun 5/6’sını yitirmiş yani tükenmeye yüz tutmuştur. BÜyük yokluklar içerisinde olmasına rağmen bu tabura Gelibolu Seyyar Jandarma Taburu ile birlikte Anafartalar’da gösterdikleri kahramanlıklardan dolayı Başkomutan Vekili Enver Paşa tarafından tabur subayları bir üst rütbeye terfi ettirilip madalya ile ödüllendirilmiştir. Enver Paşa: “Anafartalar’a düşman çıktı. On bin tüfeklisine karşılık sekiz yüzer mevcutlu Bursa ve Gelibolu Jandarma Taburlan düşmanı durdurdular. Gerçi bu tabur eridi fakat vatanın kalp gahi emindir.” sözleriyle ifade etmiştir.
GELİBOLU SEYYAR JANDARMA TABURLARI
Savaşın başından sonuna kadar Anafartalar Ovası ve kuzeyinde örtme ve kıyı gözetleme görevinde bulunmuş, birçok kişi tarafından bilinmese de Kireçtepe de bir destan yazmıştır. İngilizlerin Anafartalar’daki birliklerimizin kuzeyinden Kocaçimen’e yapmak istedikleri taarruza bu bölgedeki bir-liklerimize öncülük ederek engel olmuşlardır.
Personel ve Malzeme Durumu: Bu tabur seferberliğini tamamlayarak görev yerine geldiğinde kıyı gözetleme ve örtme görevine başlamıştır. Göreve başladığında taburda 872 personel ve 91 hayvan vardır. Tabur Komutani Yüzbaşı Kadri’dir. Bu tabur 7-12 tarihleri arasında kendisine mensup üç bölük ile Kireçtepe’yi savunuyordu. İngilizler üstün kuvvetlerle taarruz ederken, Kireçtepe’deki kuvvetlerimiz çeşitli mahrumiyet içindeydiler ve Gelibolu Seyyar Jandarma Taburu ise hiçbir yerden yardım almadan mevzilerini ölümüne savunmaktaydı. İngiliz General Oglander bu durumu şöyle anlatmıştır:
“15 Ağustos’ta bile Türk birliklerinin telefon irtibatları bile yoktu. Bu yüzden ögleden sonraki olaylar sırasında Kireçtepe sırtlarındaki birlikler takviye kıtaları gönderilmesi haberini Wilmer’in 4 km. Uzaklıktaki karargahına elden göndermişlerdi. Turşun Köyü’ndeki kitalar derhal gönderildi ise de muhriplerden açılan ateşle bu kıtalar durduruldu. Gece boyunca tepe üzerindeki birliklere hiçbir yardım yapılamadı.“
Cephanesi bulunmadığı zaman taburunu bir müddet yaralı ve şehitlerinin cephaneleriyle idare etmiş olan Gelibolu Jandarma Taburu Komutanı olan Yüzbaşı Kadri bin bir fedakarlıkla Anafartalar Savaşı sonuçlanıncaya kadar Kireçtepe Bölgesi’ni savunmuştur. Ancak 15 Ağustos günü başından yaralanarak kaldırıldığı Yalova Sahra Hastanesi’nde şehit olmuştur. Bu topraklarda 103 şehit 189 yaralı ve 56 kayıp veren Yüzbaşı Kadri ve Gelibolu Seyyar Jandarma Taburu bugün çok az insan tarafından anılmaktadır.
Gelibolu ve Bursa Seyyar Jandarma Taburlan bilinmemesine ragmen harekatın başından en şiddetli dönemlerine gelinceye kadar nerede ihtiyaç varsa o tarafa gönderilerek kullanilmış, düşman birliklerinin 24 Nisan 1915 sabahı saat 05.05’te ve 03.30’da Arıburnu ve Seddülbahir sahillerine çıkarma yaptıgını Başkomutanlık Karargahı’na bildiren ilk birlik olmuştur. Buna ragmen düzenli ordu gibi olmadıkları için bu en ön saflarda savaşan taburlarımız erimiş yani bitmiştir.
Düşmanın Kireçtepe’den söküp atamadığı Yüzbaşı Kadri ve Taburu (Gelibolu ve Bursa seyyar Jandarma Taburu) anısına, yine bu taburun gazilerinin savaş sonrası şehit olan arkadaşlarını gömdükleri yere, kullandıkları top mermilerinin boş kovanları ile bir anıt yapmışlardır. Bu anıt Çanakkale’nin ilk anitı olmuştu. Savaş sonrası bu jandarma taburlarını komuta ettiginden, onları çok iyi tanıyan Mustafa Kemal bu ilk anıtı ziyaret ederek önünde bir fotoğraf çektirmiştir.
Bugün Kireçtepe’de bulunan şehitlikteki kitabede iu ibareler yazılıdır:
“68 Ağustos 1915’te Gelibolu ve Bursa Jandarma Taburlarının kahramanca çarpışan üç bölüğu, iki tugay gücüne ulaşan Ingiliz kuvvetlerini Karakol Doğı ve Kireçtepe’de durdurup Anafartalar grubunun kuzey yanını korumuştur.”
Nice destanlaşan kahramanlarımız omuz omuza savaşmışlar, silah arkadaşlığı yapmışlardı. Bu gün biz ise onları Çanakkale’deki isimsiz kahramanlar olarak tarihin tozlu sayfalalarına hapsettik. Gösterdikleri kahramanlıklara rağmen isimlerinin çok fazla anılmamasına rağmen yarımada üzerinde bir avuç toprak parçasında ismini yaşatmaktadır.
KAYNAKÇA
- TÜRKELİ Adnan, “Çanakkale Savaşları’nda Jandarma” Yüksek Lisans Tezi, Tez Danışmanı: Prof. Dr. Zerrin Günal ÖDEN
- AKPINAR, Betül , “Çanakkale Savaşları’nda Bursa Jandarma Taburu ve Şehitleri“, Tez danışmanı Yrd. Doç. Dr. Muhammet ERAT
- Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Harp Tarihi Yayınları ‘’ Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi Çanakkale Cephesi Amfibi Harekat ‘’, 5. Cilt 2. Kitap, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1978.
Leave a Comment
You must be logged in to post a comment.