2. Sayı - Şehit'ten Kale'ler Şehit'ten Kale'ler

Torağa Düşen İlk Fidanlar: “3 Kasım 1914”

Written by ÇSATT

Özgehan Alkurt /

2007-Ocak sayımızda yer alan bu yazıya emek veren ve hazırlayan üyemize teşekkür ediyor, kalemine sağlık diyoruz.
İyi okumalar…

Çanakkale Muharebelerinde toprağın ilk defa kanla buluştuğu gündür 3 kasım 1914. ilk defa anaların yüreğine ateş düştü. İlk defa çocuklar yetim, eşler yarsız kaldı…

Osmanlı donanmasının Rus limanlarını bombalamasıyla artık Birinci Dünya Harbi başlayacaktır. İngilizler resmen savaş ilan etmeden Seddülbahir Kalesi 1 Orhaniye ve Kumkale’yi bombardıman ederler.

3 Kasım 1914 sabahı saat 06.40’ta öde iki İngiliz (İndefatigable, İnflexble) bunun arkasından iki Fransız (önde Bouvet, arkada Republic sistemi bir zırhlı) ve bunları 1500 metre mesafeden takip eden iki kruvazör, arkalarında 6 torpido, bunların arkasında iki bacalı eski sistem İngiliz zırhlısı ve diğerleri olmak üzere 28 parçadan oluşan bir filo boğaz girişine yaklaşmaya başladı.

Büyük altı parçadan İndefatigable, İnflexble, Seddülbahir karşısına diğerleri Anadolu yönünde Fransız gemileri merkezde olmak üzere vaziyet aldılar. Sabah 06.50’de boğazı tahminen 14000 metre mesafeden bombardımana başladılar. Bu bombardıman toplam 17 dakika sürdü. Bataryalarımızın hiçbiri ateş açacak durumda değildi.

Seddülbahir Kalesinin ateş gücü;

2 adet 280/22’lik
2 adet 260/22 lik
2 adet 240/22 lik top
2 adet 3,7 mm. Uçaksavardan oluşmaktaydı.

Kaledeki topların ortalama menzili 12000 yardaydı. Bombardımana, yalnız Ertuğrul ve Orhaniye tabyaları 4 mermilik atış ile karşılık verdiler. Bu 17 dakikalık bombardımanın tesiri pek mühimdir.

Bu 17 dakikalık cehennemi yaşayan Batarya Komutanı Yzb. Şemsettin 2 (Dr. Çamoğlu) hatıratında şöyle anlatacaktır:

“Düşman ateşini bizim tarafımıza topladı. Bir aralık müthiş ve kulakları sağır eden bir patlama oldu.  Her yer sarsıldı… Bir anda nefesim tıkandı, soluk alamaz oldum. Kolumdan, bacağımdan ılık şeylerin aktığını duyarken, müthiş bir acıyla yaralandığımı anlamıştım. Bu halde kedimi kaybetmişim. Sonrasını bilmiyorum. Gözlerimi açıp kendime geldiğim zaman bombardıman durmuş, etrafı bir ölüm sessizliği sarmıştı… Benim altına sığındığım kemere düştüğünü sandığım büyük bir düşman obüsü bizim cephaneliğe isabet etmiş…”

Merminin cephaneliğe isabet etmesiyle tabya infilak eder, tabyanın içinde 81 er ve 5 subayımız parçalanarak şehit olur. 1 subay 20 er yaralanır. Şehit askerlerimizden bulunabilen en büyük parça yumruk büyüklüğündedir. Şehitlerimizden geriye kalanlar toplanıp kale kapısının girişine defnedilmiştir.

(Osmanlı donanmasının 1657 yılında IV. Mehmet zamanında Venedik, Papalık ve Malta gemilerinden oluşan donanmaya bugünkü Kepez açıklarında yenilmesinden dolayı Çanakkale Boğazı’nın tahkimi için yeni tedbirlerin alınması zorunluluğu ortaya çıktı. Boğazın Ege denizine açılan kısmında karşılıklı iki kale daha inşa edildi. Bunların masrafları IV. Mehmet’in annesi Turhan Sultan tarafından karşılandı. Kale sadrazam Köprülü Mehmet Paşa kontrolünde Mimar Mustafa Ağa ile Frenk Ahmet Paşa’ya yaptırıldı.1657 yılında yapımına başlanan kaleler 1659 yılında tamamlandı. Anadolu yakasındakine Kumkale Avrupa yakasındakine ise Hakaniyye diğer adı ile Seddülbahir Kalesi dendi)

(Dr. Şemsettin Çamoğlu savaştan gazi olarak ayrılır. Bir süre doktorluk yapar. Şuan Hastanebayırı Şehitliği’nde şehit arkadaşlarıyla ebedi istirahattadır.)

Bu kayıp mühimdir çünkü Çanakkale Savaşları esnasında Müstahkem Mevki bu kadar kayıp vermedi. İtalya seferinde de buraları bombardımana maruz kalmıştı fakat hiç zayiat verilmemişti. Bu 17 dakikalık bombardıman Seddülbahir’de büyük tahribata yol açtı

Müstahkem Mevki Kurmay Başkanı Yarbay Selahhattin (ADİL) savaştan sonra vermiş olduğu konferansta 3 Kasım 1914’ü şöyle anlatmıştır:

“Fransızlar Kumkale’yi İngilizler ise Seddülbahir ve Orhaniye tabyalarını ateş altına alıyorlardı. Seddülbahir hariç diğerlerinde zayiat az idi. Birkaç gün içinde tamiri mümkün oldu. Fakat seddülbahir tabyası havaya uçmuştu. Bunun sebebi ise bombardımansırasında iki merminin cephaneliğe isabet etmesidir. Bunun sebebi de İtalya muharebesinde  bir sakınca görülmediğinden büyük miktarda barutun (38 ton barut ve 360 adet ağır top mermisi) cephanelikte bırakılmış olmasıdır. Merminin isabet etmesiyle siyah barut infilak eder ve tabyayı havaya uçurur. Bir iki top kısa zamanda  tamir edilmiş olsa da diğerlerinin tamiri uzun zaman almıştır.”

Seddülbahir Kalesini ziyaret edip, kale surlarına baktığınızda hala o günlerin izlerinin göreceksiniz. Şimdi yüreğininzin atışını dinleyin. Ortalık hala ölüm sessizliğini korumaktadır.kale kapısının girişinde ebedi ıstırahatta olan bu 86 civan mert delikanlı hala kaleyi ve boğazı bekler gibi…


About the author

ÇSATT

Biz geçmişten geleceğe kurulmuş bir köprüyüz.
Biz 1915’te canlarını feda eden kahraman Türk askerinin torunlarıyız.
Biz Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Cevat Paşa’yız.
Biz Çanakkale’yiz.
Biz ÇSATT’ız.

Leave a Comment