2. Sayı - Şehit'ten Kale'ler Şehit'ten Kale'ler

Türk’ün Süngüsünde Parlayan 1. Anafartalar Muharebeleri

Written by ÇSATT

Hande Kırer – Zeynep Güner – Meliha Doğan /

2007-Ocak sayımızda yer alan bu yazıya emek veren ve hazırlayan üyemize teşekkür ediyor, kalemine sağlık diyoruz.
İyi okumalar…

Tarihler 6 Ağustos 1915… Ay bu gece diğer günden çok farklı doğacaktı… Acaba bu güzel ay bugün Türk neferlerinin süngülerinin mi aydınlatacak yoksa kin bürümüş çeşitli milletlerden gelen Müttefik askerlere mi doğacaktı?

Müttefik Kuvvetleri komutanı Sir lan Hamilton Gelibolu Raporu’nda şöyle bahsetmektedir: “305 rakımlı Kocaçimentepe’yi şiddetli bir taarruzla ele geçirip tüm araziye hâkim olan bu noktadan hareket ederek, yarımadayı belinden kavramaktı.” Yani Türkleri belinden kavrayıp milletimizi ebediyen dünya sahnesinden silmekti. 25 Nisan 1915’te başlayan kara muharebelerinden bu yana hiçbir cephede ilerleyememiş ve tıkanmış kalan Müttefik birlikleri için bir çözüm artık aciliyet gerektirmekteydi.

Hamilton sürekli İngiltere’ye baskı yapıp asker talebinde bulunuyor ama reddediliyordu. Savaş Bakanı Lord Kitchener, Hamilton’ın bu tıkanıklık karşısında hazırlamış olduğu planı uygun görerek asker desteğini Gelibolu’ya gönderir. Yapılacak olan askeri harekât Ağustos ayına kadar sakin olan Anafarta bölgesine yapılacaktır ve 6 Ağustos bu harekât için seçilmiş bir gündür çünkü ay bu gece 02.00’dan sonra doğacaktır ve bu zamana kadar düşman topraklarımıza karanlıkta kolaylıkla ayak basacaktır. Bu eylem için 6 Ağustos öğle vakti Seddülbahir’de, öğleden sonra Kanlısırt ve Merkeztepe’de oyalama taarruzları başlatılmıştır ve böylelikle Suvla’ya yapılacak dev çıkarmadan Türklerin haberi olmayacaktı. Ve gerçekten de böyle oldu. 6 Ağustos saat 21.45’te birinci kademe zifiri karanlıkta kıyıya yaklaştı. Çıkarma dalgalar halinde öğlen saat 1 1.30a kadar sürdü. Tümenler karaya çıkar çıkmaz yayılmaya ve tepelere tırmanmaya başladılar. Anafartalar Körfezi’nin savunması Alman Binbaşı Wilmerin komutasındaki Anafartalar Müfrezesi denilen zayıf bir güce kalmıştı. Bu çıkarmalar esnasında hiçbir müttefik askeri herhangi bir yara almamıştı. 7 Ağustos sabahı Liman Paşa Bolayır’da bulunan iki tümenin bu hatta gelmesini emretti. Ancak onların yürüyerek gelmeleri 30 saat alacaktı. Bu da 8 Ağustos akşamı ya da 9 Ağustos sabahı demekti. Ne kadar vahim bir durum düşünebiliyor musunuz? Çıkarma yapan düşman sayısı elli altmış binleri

bulmakta. Hedef ise Kocaçimen/Conkbayırı silsilesini ele geçirip savaşa son noktayı koymak. Başarılı olan çıkarma harekâtı yanında başarı getirmedi. Sayısı az ama metaneti çok olan Türk askeri ihtiyat birlikleri gelene kadar bölgeyi savunmayı bildiler. Seddülbahir ve Kanlısırt’ta yapılan taarruzların amacı askerlerimizin Conkbayırffna yardım götürmesini engellemek içindir. Suvla’dan çıkan birlikler de Besim sırtlarından Conkbayırı’na ulaşarak, Şahinsırtı’ndan ilerleyen Yeni Zelanda birlikleri ile burada birleşerek Türkü mahvedeceklerdi. Çarpışmalar her geçen gün hız ve şiddet kazanmakta durum gittikçe kritikleşmek idi. Bolayır’dan gelecek birliklerin halen yolda ve yorgun olması da kademe boşluğu yaratmakta idi.

Yarbay Mustafa Kemal giriştiği başarılı operasyonlar ile komutanların takdirini kazanmış ve yaşanılan bu kademe boşluğunun giderilmesi için 8 Ağustos’ta Anafartalar Gurup Komutanlığı’na atanmıştır. Karargâhı artık Arıburnu cephesinde değildir ama aklı hala oradadır çünkü düşman vazgeçmek bilmeyen saldırılarına devam etmektedir.

9 Ağustos günü Conkbayırı’na geri döner ve beraberindeki komutanlara sabah erken saatte baskın taarruzu gerçekleştireceklerini bildirir. 10 Ağustos 1915 sabah saat 04:00 olmuş, düşmanın 20-30 metre karşısında, 24.AIay siperlerinin içinde bir avcı hattı oluşturulmuştur.

Onun 20 metre kadar soluna ve gerisine ikinci bir hat olarak 23. Alay yerleştirilir. Düşmana kesinlikle tüfek ve top ateşi yapılmayacaktır. Süngü takılacak ve zamanı bildirilince her iki hat hücuma kalkacaktır. Şafak sökmektedir. Saatine bakar, dört buçuğa gelmektedir. Biraz daha beklerse gün ağaracak, düşman bizi görecektir. O sırada yanına gelen tümen komutanı ve birkaç subayla siperlerin önünden geçerken askere son emirlerini verir: “Askerler! Karşımızdaki düşmanı yeneceğinizden hiç şüphem yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Önce ben ileriye gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle anlatıyor o anı:

“Bütün askerler, subaylar, her şeyi unutmuşlar, kalplerini verilecek işarete bağlamışlardı. Hücum safının önünde bir yere kadar ilerledim. Kırbacımı yukarıya kaldırarak hücum işaretini verdim. Süngüleri ve bir ayakları ileriye uzatılmış olan askerlerimiz ve onların önünde tabancaları, kılıçları ellerinde subaylarımız kırbacımın aşağı inmesi ile kaya gibi bir kitle halinde, aslanlar gibi ileri atıldılar. Bir saniye sonra düşman siperleri içinde gökleri inleten bir gülleden başka bir şey işitilmiyordu: Allah! Allah! Allah!… Allah!… Düşman silah kullanmaya vakit bulamadı, boğaz boğaza kahramanca savaş sonunda ilk hattaki düşman tamamıyla yok edildi.”

Anafartalar da ise müttefik 54. Tümen’i karaya çıkarma yapmakta idi ama Conkbayırı başarısı onlar için tam bir felaketti. Çünkü bu eldeki son yedek tümendi ve ayrıca M. Kemal, Conkbayırı görevini layıkıyla yerine getirmiş ve artık asıl görevi olan Anafartalar’a geri dönüp kumandayı eline almıştı. Arıburnu cephesinde de müttefikler artık Conkbayırı’nı almanın çölde bir serap olduğunu anlamışlardı

Savaş iyice Anafarta bölgesine kaymıştı artık. General Hamilton 29. Tümen’i Seddülbahir’den Anafarta bölgesine alarak yeni bir taarruza başka bir deyişle kumara girişecekti. 21 Ağustos’ta başlattığı inatçı saldırılar ile büyük bir muharebe meydana geldi ve galip çıkan taraf Türk tarafı oldu. Artık bu son hamle idi ve Türkler oyunu kazanmayı garantilemişlerdi. 21 Ağustos’ta oynanan son kumarın başarısızlığı, Gelibolu harekâtının sonunu getirmişti. Bu yenilgi Hamilton ve Stopford ile daha birçok generalin meslek yaşamlarının da sonu oldu. Genç Türk Albayı Mustafa Kemal ise başarısıyla adını dünyaya duyurmaya başlayacak, Cumhuriyetin temellerini bu yerde atacak ve gönüllerimize

ANAFARTALAR KAHRAMANI GAZi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK yazdıracaktı.


About the author

ÇSATT

Biz geçmişten geleceğe kurulmuş bir köprüyüz.
Biz 1915’te canlarını feda eden kahraman Türk askerinin torunlarıyız.
Biz Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Cevat Paşa’yız.
Biz Çanakkale’yiz.
Biz ÇSATT’ız.

Leave a Comment