Menkıbe-Kahramanlık Hikayeleri

Boş Tabak

Written by ÇSATT

Beklemek! Bir ömür boyu beklemek…

Yıllarca geçen zaman… geçmeyen zamanı beklemek.

Beklemek bulutların geçişinden, kuşların uçuşundan, böceklerin ötüşünden, rüzgarın esişinden umut bularak beklemek. Bin bir türlü rüyayı hayra yorarak beklemek.

Bir konuşmam esnasında; Çanakkale beklemelerinden bahsetmiştim. Dipdiri, capcanlı, gözlerinin içi güle güle seferberliğe, harbe yolladıkları oğulların, kocaların, ölecekleri bir türlü akla sığamadığından, beklemek bizim kadınlarımızın çilesi olduğunu söylemiştim.

Bir arkadaş geldi yanıma. Gözleri yaşlı elimi tuttu. “Hocam, ben bilirim Çanakkale beklemelerini, asker beklemelerini, şehit beklemelerini bilirim. Benim nenem hayatı boyunca sofraya bir boş tabak koydu. Çatalı kaşığı yanında hazır bu boş tabak dedemizin tabağıydı. “Gelirse hemen koyuvereyim yemeğini… Acıkmıştır… Özlemiştir… Hemen koyuvereyim…” diye nenem boş tabağı hep sofrada tuttu. Ölüm döşeğinde bile. “Dedenizin tabağı… Dedenizin tabağını koyun.” diyordu. Ben Çanakkale beklemelerini bilirim hocam…”

Tarhanam yerde kaldı Göz yaşım serde kaldı Çanakkale’ye giden Gül yarim nerde kaldı?


KAYNAKÇA

  • 1

About the author

ÇSATT

Biz geçmişten geleceğe kurulmuş bir köprüyüz.
Biz 1915’te canlarını feda eden kahraman Türk askerinin torunlarıyız.
Biz Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Cevat Paşa’yız.
Biz Çanakkale’yiz.
Biz ÇSATT’ız.

Leave a Comment