8. Sayı - Şehit'ten Kale'ler Şehit'ten Kale'ler

Şevki Paşa Haritaları

Written by ÇSATT

Hayrullah Kaman / Coğrafya Bölümü

2011-Haziran sayımızda yer alan bu yazıya emek veren ve hazırlayan üyemize teşekkür ediyor, kalemine sağlık diyoruz.
İyi okumalar…

“LimniAdası esas üssümüz olacak, Bozcaada ve Gökçeada da bu harekâtta kullanacağımız adalar olacaktır. Bu çerçevede Mısır, Kıbrıs ve Girit’ten hareket edecek gemilerimizle Limni Adası’na gerekli malzeme ve askerleri getireceğiz. Harekâtın ilk aşamasında uzak mesafelerden ve Saros Körfezi’nden kademeli olarak yapılacak bombardımanlarla Çanakkale Boğazı’nın müstahkem mevzileri bombalanarak toplar ve bataryalar etkisiz hale getirilecek, bundan sonra mayın tarayıcılarımız boğaza girerek mayınları temizleyecektir. Bu arada Osmanlıları şaşırtmak için Bolayır’a ve Kabatepe’ye sahte saldırılar düzenleyerek kalan küçük direniş noktalarını da yok ettikten sonra itilaf donanması Çanakkale Boğazı’nı geçerek Marmara Denizi’ne ulaşacak ve Boğazın sürekli açık kalmasını temini için gemilerimizden bazıları devriye görevine başlayacaktır. Daha sonra donanmamız İstanbul’a geçerek, İstanbul’daki iki Osmanlı silah fabrikası, Haliç’teki tersane, donanma tesisleri, Galata Köprüsü, Harbiye Nezareti ile önemli devlet dairelerini ele geçirerek Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakacağız!”

Evet, işte önündeki haritayla bunları söylüyordu İngiltere Savaş Bakam Winston Churchill yoğun tartışmaların yaşandığı Savaş Konseyi’ne ve bu planının tamamını donanmayla gerçekleştirebileceğini rahat ve emin bir şekilde dile getiriyordu..

Çanakkale Savaşları’nda, önce 18 Mart Deniz Muharebeleri ve daha sonra Şubat 1916’a kadar sürecek olan 25 Nisan’daki kara çıkarmaları gerçekleşmiş ve muharebeler İngiltere komutasındaki itilaf devletleri için hüsranla sonuçlanmıştır. 1 seneden daha fazla süren bu muharebelerde ve sonrasında harita ve haritacılık büyük önem kazanmıştır. Çanakkale Savaşları’nda haritalar ve öneminden bahsetmeden önce haritanın konusu, gelişim süreçleri ve insanlık ile doğaya etki eden etmenlerine kısaca değinelim.

Harita ve Haritacılık Kavramı

Haritanın tanımı, Uluslararası Kartografya Birliği tarafından, “Belirlenmiş bir kullanım amacı için gerçek doğa ile ilişkili seçilmiş bilgilerin aktarımını yapan bütüncül yapıda görsel, dokunsal ya da sayısal kartografik üründür.” biçimindedir. “Dokunsal” kavramı ile görme özürlüler için üretilmiş ve dolayısıyla haritadan bilgileri ancak parmaklarıyla dokunarak alabilenler için üretilmiş haritalar ifade edilmektedir. Sayısal kavramı ise bilgisayar ortamındaki haritalar için kullanılmaktadır.

Harita kitabeleri, yer işaretleri açıklamalı

Haritaların belli bir ölçeğe sahip olması gerekir. Haritalar, kullanım amaçlarına göre çeşitli yöntemlerle oluşturulur ve konu bakımından farklı isimlerle adlandırılır.

Haritacılık göçler, savaşlar, birtakım doğal olaylar ve stratejik unsurlarla adeta bir bütündür. Haritacık kavramı gerek Türk Ulusu gerek diğer milletler açısından sürekli bir etkileşim ve gelişme safhası geçirmiş, insanlığa sağladığı kolaylıklar sayesinde de kültürlerarası diyaloğa büyük etki etmiştir.

Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale Muharebeleri Öncesi Haritacılık

Özellikle XIV. ve XVIII. yüzyıllar arasında Osmanlı Devleti’nin büyük bir yükseliş yaşaması ve elde ettiği topraklar sayesinde sürekli genişlemesi, deniz aşırı seferlerin etkisi gibi birçok nedenden dolayı coğrafya bilimi ve haritacılıkta önemli gelişmeler olmuştur. Bu gelişmeler neticesinde, Ali Kuşçu, Kâtip Çelebi, Piri Reis ve Seydi Ali Reis gibi önemli haritacılar ve coğrafya bilim insanı yetişmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda bütün bu gelişmeler yaşanırken bütün ticaret yolları elinden çıkan ve adeta Osmanlı’ya bağlı hale gelen Avrupa devletleri yeni bir arayış içine girmişler, pusulanın geliştirilmesi, cesur denizcilerin yetişmesi gibi sonu coğrafi keşiflere varan büyük olayların yaşanmasına neden olmuşlardır. Bunların neticesinde yeni yolların ve yeni kıtaların bulunması Avrupa’da coğrafya ve haritacılığın gelişimine büyük katkı sağlamış ve Avrupa devletleri dünya genelinde artı yönlü hızlı bir ivme kazanmıştır.GeIişen sanayisi ve ticareti sayesinde hızlıca büyüyen bazı Avrupa devletleri, artık kendi kabuklarına sığmaz olmuşlar sinsice yeni toprak ve sömürü arayışına girmişlerdir. Adeta önlerinde bir harita ile oyun oynarcasına palanlar yapmışlar ve herkes kendine bir pay çıkarmak istemiştir. Neticede anlaşmazlıkların çıkması 1. Dünya Savaşı’nın en önemli sebebini de ortaya çıkarmıştır.Sonuç olarak Osmanlı’nın da savaşa dahil olması ve devletin başkentine ulaşmak için geçilmesi gereken Çanakkale Cephesi planlarını yapmaya başlayan İngiltere öncülüğündeki itilaf Devletleri, Çanakkale’deki Türk deniz ve kara savunmasıyla askerlerini sadece önlerine açtıkları haritalar ve bir takım matematiksel ölçülerle değerIendirmiş ancak bir haykırış arifesindeki Türk Ulusu ve askerinin cesaretini, azmini, göstermiş oldukları kahramanlıkları ve yükselen manevi gücünü görmezlikten gelmişler neticesinde de çok büyük bir hesap yanlışlığına düşmüşlerdir. Kısacası “Büyük Gösteri” adını vererek açtıkları Çanakkale Cephesi’nde “Büyük Gösteriyle” karşılanmışlardır. Çanakkale Boğazı kağıt üzerinde oynanan bu oyunlara kurban edilmemiş ve devletin başkentine giden bu yol, yol olmaktan çıkmış, bir devleti kara duman misali saran bu devletlerin karşısında güçlü bir set olarak tarih sayfalarına ismini altın harflerle yazdırmayı başarmıştır.

Çanakkale Savaşları Sonrası Haritacılık

Çanakkale Harbi sonrası muharebe alanlarını haritalarıyla adeta dillendiren, o zamandan günümüze kalan en önemli belgelerden biri niteliğindeki çalışmasıyla o alanları unutulmaktan kurtaran çok önemli bir insanı ve Çanakkale Harbi muharebe alanlarını savaş sonrası büyük bir titizlik, ustalık örneği sergileyerek haritalandıran bir insanı ve bu eserini konu alacağız.

Korgeneral Mehmet Şevki Ölçer ve Çanakkale Savaşları Haritaları

Korg. Mehmet Şevki Paşa, 1866 yılında İstanbul Defterdar’da doğmuş, İlkokulu bitirdiği yıllarda daha on iki yaşlarında iken babasını kaybetmiş, öğrenim ve eğitimi tümüyle validesi Emine Hanım tarafından sürdürülmüştür. Yüksek öğrenimini Harp Okulunun teknik bölümünde yapmış olması, bilime verdiği değer ve önem gelecek için tasarladığı çalışmalarının kanıtı olmaktadır.

01 Eylül 1883 tarihinde girdiği Kara Harp Okulu’ndan 15 Haziran 1886 tarihinde Piyade Teğmen olarak mezun olmuştur. 27 Haziran 1886 tarihinde Teğmen olarak başladığı Kara Harp Akademisi’nde 29 Haziran 1887 tarihinde Üsteğmen olmuş ve 29 Mayıs 1889 tarihinde Kara Harp Akademisi’nden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olmuştur. 19 Aralık 1890 tarihinde Fransa Harp Akademisi’nde öğrenim görmek üzere Paris’e gidinceye kadar; Topçu Okulu ve Harp Akademisi’nde Astronomi, Analitik Geometri ve Silah Fennî Öğretmenliği görevlerinde bulunmuştur. 17 Haziran 1891 tarihinde Kolağası olmuştur. Fransa Harp Akademisi’ni bitirdikten sonra, Fransa Coğrafi Dairesi’nde haritacılık tekniği üzerinde özel eğitim görmüş ve 15 Temmuz 1894 tarihinde yurda dönerek,çeşitli Askerî Okullarda öğretmenlik görevlerinde bulunmuştur. 13 Kasım 1894 tarihinde Binbaşı olmuş ve bu tarihlerde Genelkurmay Başkanlığı 5’inci Şubeye bağlı olarak kurulan ve modern haritacılık çalışmaları ile görevlendirilen Harita Komisyonu’nda görev almıştır.Bir nirengi şebekesine bağlı olarak; Eskişehir bölgesinde modern esaslarla yapılan ilk harita çalışmalarına, bu komisyonun bir üyesi olarak katılmıştır.5 Ocak 1901 tarihinde Yarbay, 27 Temmuz 1908 tarihinde Albay, 26 Nisan 1912 tarihinde Tuğgeneral olmuştur.l. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda ve İstanbul’un işgali sırasında Büyük Millet Meclisi Hükümeti Genelkurmay Başkanlığı’nca, 17 Ağustos 1920 tarihinde kendisine Anadolu’da vazife verilmesi hususunda gösterilen bir davete icabet etmiş, o tarihte Harita Şubesi’nde ve mahiyetinde bulunan; 35 Harita Subayı ile birlikte 100.000 pafta ve içinde harita ile ilgili alet ve malzemeyi ihtiva eden, 170 sandığın düşman eline geçmesini önleyerek, bunların Anadolu’ ya geçirilmesini sağlamıştır. Korgeneral Mehmet Şevki ÖLÇER; askerlik hayatı boyunca Yurdun muhtelif yerlerinde ve Balkanlarda yürüttüğü çalışmalara ilaveten, çeşitli askerî ve sivil okullarda (üniversite dâhil) birçok teknik konuda öğretmenlik yapmıştır. Harita tekniği konusunda yazdığı birçok eseri mevcuttur. 16 Eylül 1923 tarihinde Korgeneralliğe yükselen Mehmet Şevki ÖLÇER, 02 Mayıs 1925 tarihinde Harita Genel Müdürlüğü’nün bugünkü kuruluş kanununun çıkarılması için gerekli hazırlık çalışmalarını yapmış ve ilk Harita Umum Müdürü olmuştur. Batı kültürünü iyi analiz edip benimsemesi ise derin düşünme, araştırma ve uygulamada başarılı olmasını sağlamıştır. Küçük rütbeli bir subay iken o günkü geniş Türk topraklarının modern yöntemlerle haritasının yapılabileceğini düşünmesi ve çalışmalarını bu yöne çevirmesi, mesleğindeki ilk aşama sayılabilir.

Haritacılıkta değerli bir bilgin, uygar niteliklerin tümüne sahip olgun bir insan ve komutan örneği olan Şevki Paşa kuşkusuz geçen yüzyılın yetiştirdiği az bulunur kişilerden biridir. Cumhuriyet döneminin ilk Harita Genel Müdürü olmak gururunu da yaşayan bu değerli insan 1926 yılında kendi isteğiyle emekli olmuş ve bir yıl sonra 9 Mayıs 1927 tarihinde vefat etmiştir. Kabri Merkez Efendi Mezarlığı’ndadır.

Şevki Paşa’nın yaşam öyküsü aynı zamanda da Türk modern haritacılığının da tarihidir. Sadece Çanakkale Savaşları haritaları değil onu bu kadar değerli kılan, aksine o Osmanlının son zamanlarının ve Cumhuriyet döneminin de en önemli haritacısı, bilim insanıdır.

Bir ülkenin gerek bayındırlık gerek savunma konusunda en önemli aracı özellikle ayrıntılı topografya haritaları olduğuna kuşku yoktur. Yüzyıllardır bütün ilerlemiş ülkeler geniş ve gerçek kuruluşlar meydana getirerek pek çok özverilere katlanarak ülkelerinin haritalarını yapmaya uğraşmaktadırlar. Örneğin bu alanda pek ileri gitmiş olan Fransa ikinci Fransız haritasını pek çok paralar harcayarak ancak elli yılda tamamlayabilmiştir. Oysa ki Şevki Paşa ve arkadaşları birçok zorluklara katlanarak daha az bir zamanda ülkemizin haritasını hazırlamayı başarmışlardır. Bu yapılan işler doğruluk açısından hiçbir zaman Avrupa’da yapılan işlerden aşağı kalmamıştır. Tarihin az yetiştirdiği ender kişilerden biri olan Şevki Paşa, Avrupa’da bulunduğu süre içerisinde batı bilim ve kültüründen tam olarak faydalanmış özellikle kendine meslek edindiği bilim dalını tümüyle öğrenmiş aynı zamanda büyük bir istekle, yani ülkenin haritalarını yapmak için büyük bir arzuyla yurda dönmüştür. Ülkemizin o zamanki genişliğini düşünürsek bu pek önemli işi belleğine koyması bile kendisinde ne kadar büyük bir çalışma isteği olduğunu da göstermez mi! İşin zorluk ve büyüklüğünü yakından bilerek bu girişimde bulunması ise istikrarına bir kanıt olarak gösterilebilir.

Şevki Paşa İstanbul’a döndüğü zaman daha ülkemizde haritacılık adında herhangi bir adım atılmamış bulunuyordu. Yapılmış olan bir iki girişim de başlar başlamaz verimsiz kalmış başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Göreve başlar başlamaz hızlı bir çalışma temposuyla haritaların yapımına başlanmış az bir zaman içerisinde kimi önemli yerlerin haritaları tamamlanmıştır. Kendisi ve harita heyeti ülkenin çeşitli ölçekli haritalarını yapmakla kalmamış, aynı zamanda yabancılar tarafından yayınlanmış birçok haritayı da çevirerek olduğu gibi basmış ve yayınlamıştır. Ancak bu başarı kolaylıkla elde edilmemiştir. Şevki Paşa’nın başlangıçta bu istek ve kararı olmasaydı bu da önceki girişimlerimiz gibi başarısız olma tehlikesiyle karşılaşırdı. Hem içten hem dıştan birçok güçlükle uğraşmak zorunluluğu meydana çıkmıştır.

7. Pafta Büyükkemikli – Küçükkemikli

Şevki Paşa gösterişten hoşlanmayan ve çok alçakgönüllü bir insandı. Emri altındakilere göstermiş olduğu kibarca davranışlardan ötürü az bir ilişki ile özel yaşamı hakkında bir fikir edinilebilirdi. Düzene son derece uyumlu olup direnmesi inat derecesindeydi. Bu yüzden inandığı şeylerden taviz vermemiştir. Batı ülkelerinde öğrendiği bilgileri ülkesine uygulamada büyük bir beceriklilik ve başarı gösteren bu büyük askerin yaşamı baştan başa onur ve başarıyla doludur.

Otuz bir yıllık görev süresince Türk Haritacılığına emek veren Korgeneral Mehmet Şevki Ölçer, görev yaptığı süre içerisinde; 18 adet madalya ve nişan alan, 7 adet çeviri ve eseri bulunmaktadır. Türk Haritacılığı’na ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde Harita Sınıfına yaptığı büyük hizmetleri ile daima şükranla anılmaktadır.

Şevki Paşa Çanakkale Savaş Alanları Haritası

Müttefik kuvvetlerin 20 Aralık 1915’te Arıburnu, Anafartalar ve Suvla olarak tanımlanan kuzey cephesinden, 9 Ocak 1916 günü de güney cephesinden çekilmeleri Genelkurmay Çanakkale muharebe alanlarının haritalanması girişiminde bulundu. Genelkurmay Harita Şubesi Tuğgeneral Şevki Paşa emrinde bir ekip bölgeye gönderildi. Eldeki üst ölçekli haritalardan foto-grafik büyütme yaparak ve bunları yerinde kontrol ederek hazırlanan 1/5000 ölçekli harita 1916 yılında tamamlandı. Buradaki gaye, Türk milleti için son derece önemi olan bu stratejik, tarihi, toplumsal, politik, kültürel olguların izleri silinmeden muharebe alanlarını o günkü durumuyla gösterebilmek olduğu ortadadır.Ayrı bir lejant paftası ve 43 paftadan oluşan bu harita, harita uzmanlarınca şaşırtıcı biçimde ayrıntılı ve kesin olduğu defalarca vurgulanmıştır.

Lejant paftası dik sütun hainde üç bölüm olarak hazırlanmış olup, birinci sütunda “1/5000 mikyasında Anafartalar, Arıburnu, Seddülbahir haritası mikyasıdır”, üst yazısı İle 43 paftanın yeri teker teker gösterilmiş; İkinci sütunda “Osmanlı tahkimatına mahsus işaret” son sütunda ise “Kuva-yı Mu’telife tahkimatına mahsus işaret” başlıkları altında yaklaşık her şey kayıtlanmıştır.

Avusturya Tarih Komisyonu 1919’da bu haritayı Gelibolu yarımadasında yapacakları savaş mezarlarını tespit etmede kullanmışlardır.2 Haritanın kopyaları Avustralya Savaş Anıtları Müzesi’nde ve İngiltere’de Bodleian’da bulunmaktadır. Ne yazık ki Türk yetkilileri haritanın aslını elinde bulundurdukları halde haritayı tümüyle unutmuşlardır. Genelkurmay, Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı (ATAŞE) arşivinde bir kopya bulmuştur. Bulunan takımda lejant paftası eksikti. Bu haliyle kullanımı çok zor olduğundan Avusturya’dan lejant paftası getirtildi. Şevki Paşa’nın bu haritası, bir muharebe alanının savaş sonrasında, harp meydanındaki her şeyin belgelenmesi anlamında türünün dünyadaki tek örneğidir. Bu harita Milli Parklar sahası içerisinde yapılmak istenen çalışmalar için eşsiz bir kaynak değerindedir. İşte ülkesine canı gönülden hizmet eden bu insanlar sayesinde, o zamanlarda Fransa’nın onca varlığa rağmen elli yılda zor yaptığını, Şevki Paşa gibi yokluklar ve zorluklar içinde kısa zamanda yapan, Fatih Sultan Mehmet gibi yüzlerce komutanın uğraşıp alamadığı İstanbul’u alan, daha bunlar gibi Anadolu’da, Balkanlar’da, Afrika’da Uzak Doğu’da ve Avrupa’da kısacası Dünyanın dört bir köşesinde; aklıyla, ilmiyle, inancıyla ve bitmek tükenmek bilmeyen yurt, ülke sevgisiyle vatanım diyen evlatları, komutanları sayesinde bir kez daha yenmeyi başarmıştır Çanakkale’de. İşte Winston Churchill yanılmış, o masa başında elindeki haritayla bunları hesap edememişti.


KAYNAÇA

  • Çanakkale Savaşları Tarihi IV. Değişim Yayınları 2008 C.E.W. Bean, 1990, s.39
  • ATABAY, Mithat. Çanakkale Tarihi IV, Değişim Yayınları, İstanbul 2008
  • Çanakkale Savaşı ve Tarihi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü, 2006
  • Çanakkale Boğaz Komutanlığı, ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞLARI 1915, Deniz Basım Evi, İstanbul 2008
  • KARATAŞ, Murat. Haritalarla Çanakkale Savaşları, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 2007
  • ÖLÇER, Mehmet Şevki. Çanakkale Tahkimat Haritası, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 2009
  • [ www.kultur.gov.tr]

About the author

ÇSATT

Biz geçmişten geleceğe kurulmuş bir köprüyüz.
Biz 1915’te canlarını feda eden kahraman Türk askerinin torunlarıyız.
Biz Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Cevat Paşa’yız.
Biz Çanakkale’yiz.
Biz ÇSATT’ız.

Leave a Comment