Harp Hatıraları ve Günlükleri

Seddülbahir’de 26.Alay, 3.Tabur’un Kahramanlığı

Saat beşi geçmişti sahil bombardımanı gerçekleşti. Karaya asker dökecek gemiler sahile yaklaşıyordu. Harp ve nakliye sefinelerini tadat ederek Kirte’nin cenubu şarkisinde (güneydoğu) ve 5-6 kilometre mesafede bulunan alayın kumandanlığına rapor yazıldı.

Düşman Tekke Burnu’ndan Seddülbahir iskelesine cenup ve cenubu garbi (Güney ve güneybatı) sahili ihraç mıntıkası kabul etmiş ve kruvazörleri himayesinde nakliye sefinelerinin bazıları sahile 100 metreye kadar yanaştırılmıştı. İhracat zamanında kruvazörler ateş ettiği gibi nakliye sefinelerinin baş taraflarında bulunan nordanfiltler, ve diğer makineli tüfekler de fasılasız işliyordu. Teke koyuna birçok kayıklarla askerlerini sevk ettiği gibi Ertuğrul koyuna da büyük bir nakliye gemisi girerek yüzdürdüğü iki büyük dubayı sahile dayayarak asker çıkartmaya başladığı ve Seddülbahir iskele civarına diğer nakliye gemileri ve kayıklarla asker taşıdığı görüldü. Bu sırada bizini kahraman askerlerimiz şiddetli ateşe bağlamış bulunuyordu. Sahil deniz suyu seneler den beri rengini muhafaza etmişken avcı hendeklerinden tüfeğini uzatan millet fedailerinin kurşunları ile düşman cesetlerinden boşanan kan bahsedilen suyun rengini geçici bir zaman için deriştirdi.

Tüfeklerin alevi göründüğü yerle gerek top mermileri ve gerek makinalı tüfek mermileri sürekli düşüyordu ve bu ateşe rağmen avcı siperlerinin hepsinden şiddetli ateş geliyordu. Can kurtarmak maksadı ile düşmanın kayıklarından suya atıldığı ve kendisini kurtarmak çaresini bulmak için beyhude çabaladıkları görülüyordu. Her ne kadar düşmanın kayıkları gemilerdeki kumandanlar tarafından verilen flâma işaretleri ile kayıkların açılıp burunların arkasına geçmeğe gayret ediliyor ise de gene kurtulmaları kabil olmuyordu. Düşmanın top ve makinalı tüfekleri ateş ettiği oranda askerimizin ateşi isabet ediyor. Ve düşmanı denize yuvarlıyordu. Ertuğrul koyu sahili bir an içinde balık istifi gibi düşman cesetleri ile doldu. Seddülbahir iskelesinde beş kayık asker tamamen batırıldı.

Tekke Koyu’na müteaddit kayıklarla Binbaşı buradadır buraya geliniz diye çekilmekte olan efrada bağırmaları için emir verildi ve icra edildiyse de netice hasıl olmadı. Kimse dereden sırtlara çıkamadı. Hâli, ateşi gören çıkamamalarına hak verir. Saat 04.00 oldu, ağır, mecruh ve şehitten başka Seddülbahir sahil siperlerinde tek bir neferimiz kalmamıştı.

…Saat 05.00’a kadar sağ ve sol cenahımız tarassut edilerek kalındı. Ve mevcut cephane teftiş edildi. 20 den 50 ye kadar fişekleri olan ve hiç fişeği olmayan neferler görüldü. Kendi başına kalan bu kuvvetle orada gece bulunmaktansa geriye çekilmek daha muvafık görülerek 05.30’da dereden Kirte’ye doğru hareket edildi ve Kirte’ye bir buçuk kilometre kalarak evvelce gönderilen iki bölüğün dere kenarında oturmakta oldukları görüldü. Alay karargâhına gidince askerlerinde alay karargâhına gelmesi emri verildi. Asker de geldi taburun mevcudu yoklandı.

Zayiatı: 3 yüzbaşı, (birisi şehit ikisi ağır mecruh) 3 mülazım (birisi şehit ikisi mecruh) 570 silâhendazdı. Gece cephane ikmal edildi. Ve ihtiyat olarak alay karargâhında hazır ve müheyya bulundu.

Kısaca tabur ordunun en naçiz bir taburu olduğu ve vazifesinden başka bir şey yapmadığı ve düşmanın sayı ve silah üstünlüğüne rağmen gayesini gerçekleştirebilmesi ancak Allahın yardımıyla olduğunu itirafla beraber 12 ve 13 Nisan (25-26 Nisan) tarihlerinde Seddülbahir sahilinde mukavemet ve metanetini ve subayların çoğu ile askerlerin yarıdan fazlası harp hattından hariç kalıncaya kadar son derece gözü kara fedakarlık gösterdiği, yukarıda anlatılan harp tablolarından anlaşılacağı gibi emsalleri arasındaki yeri zatıalilerinin yüksek görüşlerinin takdirindedir.


KAYNAKÇA

  • Metin Martı, Çanakkale Hatıraları, C. III, Bayrak Matbaası, 2.Baskı, İstanbul,  2005.

About the author

ÇSATT

Biz geçmişten geleceğe kurulmuş bir köprüyüz.
Biz 1915’te canlarını feda eden kahraman Türk askerinin torunlarıyız.
Biz Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, Cevat Paşa’yız.
Biz Çanakkale’yiz.
Biz ÇSATT’ız.

Leave a Comment